ANALİZ

İktidar kanadı çok öfkeli.

Önce TÜSİAD’ın açıklaması ardından İngiliz The Economist dergisinin yazısı kimyalarını bozdu.

Ne dedi TÜSİAD?

Teğmenlerin ihracı yanlış.

Kayyım atamaları yanlış.

Siyasi parti genel başkanının tutuklanması yanlış.

İmamoğlu’na soruşturma üzerine soruşturma açılması yanlış.

Gazetecilerin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanmaları yanlış.

Gezi davasının hortlatılması yanlış.

Atanmışların seçilmişlere üstünlüğü yanlış.

Yargının sopa gibi kullanılması yanlış.

Açık yazayım bunların hiçbiri iktidarı rahatsız etmiyor, etmez de.

Çünkü benzer eleştiriler yıllardır yapılıyor. Ama TÜSİAD’ın eleştirileri içinde bir cümle var ki işte o sarayı kalbinden vurdu.

TÜSİAD “sistem çöktü” dedi.

Nedir çöken sistem?

Tek adam rejimi.

Hani Erdoğan’ın iş dünyasının gözünün içine baka baka söylediği, “Verin yetkiyi görün etkiyi” sözünden sonra yaşananlar. Erdoğan’ın kendisi için icat ettiği ve dayatmalarla kazandığı tek adamlık sisteminin çöktüğünün çok açık biçimde dile getirilmesi sarayı panikletiyor. Durum budur.

Geri dönüşü de pek mümkün değildir.

BUNU YAZMAK GEREK

İmamoğlu sarayı açmaza soktu

Herkesin söylediği şu; İktidar İmamoğlu’ndan korktuğu için adaylığını önlemeye çalışıyor.

Bir süre öncesine kadar bu algı doğruydu bana göre.

Ama şimdi iş değişti.

İktidar İmamoğlu’nun önünü kesmek isterken ipin ucunu kaçırdı.

Oklar CHP’ye döndü.

Kurultayın iptal edilebileceği gündeme geldi.

Eş zamanlı olarak CHP’li 10 belediyeye birden terör operasyonu başlatıldı.

Başta CHP olmak üzere bütün muhalefetin kirletilme çabası elbette milletin gözünden kaçmıyor. Şimdi öyle bir aşamaya gelindi ki “İstersen İmamoğlu’nu engelle, ondan sonrasını gör” diyor milyonlarca vatandaş.

Yani “Onu engellesen bile yerinde kalamayacaksın ki” görüşü giderek daha hakim hale geliyor.

AKP içindeki “elimizle mağdur yarattık, bu durumda seçimi nasıl kazanacağız” mırıldanmaları sarayda ciddi bir endişe yaratıyor.

SOSYAL MEDYA

Haydi ayarlayın bir şeyler

Bir ara ne güzeldi değil mi, Erdoğan Suriye fatihi gibi sunuluyordu topluma, artık tam bir dünya lideriydi, bölgede bizi hesaba katmadan kimse adım atamazdı.

Oysa durum hiç de öyle değil.

Suriye’nin patronluğunu Trump Suudi Arabistan’a verdi, yatırımlarda Avrupa ülkeleri öne çıktı, Arap ülkeleri atakta, Erdoğan iktidarı ise sanki devre dışı kaldı.

İşte bu durumu, Liberal Demokrat Parti eski başkanı Cem Toker attığı bir twitle ironik içimde dile getirmiş.

Şöyle yazmış;

Hakan/Fahrettin;

N’oooluyoruz?

Duruma el atın kardeşim…

Avrupalılar Roma’da Suriye için toplanıyor. Ümmetin lideri, küresel ve bölgesel güç olan bize haber veren yok.

Mısır, Ürdün, Katar, S. Arabistan, Gazze için toplanıyor.

Ümmetin lideri, küresel ve bölgesel güç olan bize haber veren yok.

Dostum Trump, dostum Putin ile Ukrayna için S. Arabistan’da görüşmeler planlıyor.

Ümmetin lideri, küresel ve bölgesel güç olan bize haber veren yok. Ayarlayın bir şeyler….

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Bu eziyetin hiçbir anlamı yok

Akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör attığı bir twit nedeniyle 18 gündür tutuklu.

Neden?

Sonuçta suçlama hakaretle ilgili.

İçinde hiç isim geçmeyen bir twitte Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile önce gözaltına alındı Çiğdem Bayraktar Ör sonra da tutuklandı.

Babası bu duruma gösterdiği aşırı üzüntü nedeniyle kalp krizi geçirdi, hala yoğun bakımda.

Genç akademisyen halk arasında “yatarı olmayan” bir suçlama nedeniyle hapiste ve en zor gününde babasının yanında bile olamıyor.

Çiğdem Bayraktar Ör neden tutuklu diye sordum ya, cevabı ortada; Burnunu sürtmek, eziyet çektirmek, intikam duygularını göstermek için.

Aklınıza başka bir şey geliyor mu?

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Zeka kırıntısı bile umutsuzluğu anlar

Gazeteci Erdem Beliğ Zaman’dan gelen iğnelemeler yine çok ilginizi çekecek;

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dubai’de yatırım kaynağı arıyormuş… Türkiye’nin bu siyasî atmosferiyle Dubai’de su kaynağı bulması bile maddî kaynak bulmasından daha kolay!..

Deniz Zeyrek, geçen günlerde Nefes’teki köşe yazısında “Yapay zekanın bile Türkiye’den umutsuz” olduğunu yazmış.. Üzülerek söylüyorum ama değil “yapay”, herhangi bir “zeka” kırıntısı bile Türkiye’de durumun umutsuz olduğunu anlar!