Hepimiz 16 Ocak tarihine kilitlendik.

Yeni mezun teğmenlerin Harp Okulları mezuniyet töreni sonrasındaki yeminli kutlaması için iktidar ve yandaşları kurban istemişti.

Savunma Bakanlığı da okul komutanlıklarıyla, o yemini mezuniyet töreni sırasında okumak için görüşme yapan beş teğmeni kurban olarak seçmişti.

16 Ocak’ta Yüksek Disiplin Kurulu toplanacak ve iktidarın suçlaması haklı olsa dahi sıradan bir disiplin cezasıyla geçiştirilecek bir olay olmasına rağmen, beş pırıl pırıl teğmenin ordudan atılmasına tanıklık edeceğiz.

***

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım törenlerinde yakalarına Atatürk fotoğrafı asmayan, asmamakta direnen tarikatçı teğmenlerle tartıştılar diye ordudan ihraç edilen dört teğmen gibi “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen beş teğmen de çok sevdikleri asker ocağıyla bağlarını koparmak zorunda kalacaklar.

Gelecekte seferberlikte dahi çağrılmayacaklar, aldıkları bütün ödül ve nişanlar geri alınacak.

Diğer dört teğmene Ankara Büyükşehir Belediyesi sahip çıkmıştı. Bu beş teğmene de büyük ihtimalle bir belediye sahip çıkar.

Ancak, Atatürk’e olan bağlılıkları nedeniyle ordudan ihraç edilen/edilmeyi göze alan bu teğmenlerin ordudan uzak kalmasını yürek kabul eder mi hiç?

***

Biz teğmenlerin cezalandırılması için yapılanlara kilitlenmişken, Mehmetçiğin Atatürk sevgisinin sorgulanmasına isyan ederken bakın perde gerisinde Mehmetçiğin başına neler gelmiş.

Teğmenleri cezalandırmak için seferber olan Millî Savunma Bakanlığı perde gerisinde ne için seferber olmuş!

Mehmetçik üzerinden nasıl büyük bir vurgun yapıldığını göreceksiniz.

Bakanlık 25 Aralık’ta hazır yemek paketleri alım ihalesi yapmış.

Mehmetçiğin kullanması için 15 çeşit ve toplam 13.360.520 adet hazır yemek paketi satın alınmış.

Bu sektörde çalışan ama Millî Savunma Bakanlığı’nın “süzgecinden” geçip ihaleye giremeyen şirketler, bu ihaleye girmeleri halinde nasıl bir maliyet çıkacağını tespit etmişler. Buna göre,

- Maliyet bedeli malzeme, ambalaj, işçilik, nakliye giderleri dahil toplam

504.7 milyon TL maliyet çıkarmışlar.

Bu maliyetin üzerine şirketler için yüzde 20 kâr marjı eklenirse rakam 606 milyon lira oluyor.

Peki sizce söz konusu ihalede sonuç ne olmuştur?

Hemen paylaşayım:

969 milyon lira...

***

Yanlış okumadınız.

Bu sektördeki insanların yaptığı hesaba göre yüzde 20 karla 606 milyon lira olması gereken ihale, 969 milyon liraya sonuçlanmış. Arada tam 363 milyon lira fark var.

Peki bu fark nereye gitmiş?

Yaklaşık 5 yıldır Millî Savunma Bakanlığı ihalelerine “girebilen” dört şirketin kasasına.

Görüyorsunuz ya...

Biz Atatürk’e bağlılıklarını gösteren beş teğmenin hakkını hukukunu savunalım derken on binlerce Mehmetçiğin hakkı yeniyormuş.

Mehmetçiğin yemeğine göz dikilen bir ülkede işler yolunda gider mi hiç?

Öcalan’dan Bahçeli’ye özel mesaj mı?

Çok ilginç gelişmeler oluyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM üyeliği seçimlerinde CHP’yi “HDP’lileşmekle” suçlayan, cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu PKK’yla bir gösteren Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli, Öcalan açılımı sonrasında şimdi de HDP’nin devamı olan DEM’lilerle görüştü.

Bahçeli’nin çıkışı milliyetçi camianın olaya bakışı ve karşı tutumu düşünülürse çok cesurca bir adım.

DEM Parti’yle görüşen CHP olunca kıyameti koparan milliyetçilerin, ülkücülerin Bahçeli’nin DEM Parti’yle teması karşısındaki sessizliği de ilginç.

DEM’li bir kaynağım, Bahçeli’nin çıtayı yükseğe koyması ve Öcalan’ı doğrudan devreye sokanın Bahçeli olmasının çok önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekerek, “Öcalan da bunun farkında. Görüşmede Bahçeli’ye özel bir mesaj iletilmiş olabilir” dedi. Bu işte ilk hedefin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğunda kalma süresini artırmak olduğunu ve DEM Parti’nin de bunun farkında olarak sürece dahil olduğunu düşünen biri olarak bu görüşmeler sonrasında bir çözüme ulaşılır mı bilmiyorum.

Ancak bu görüşmelerin CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinde “tavır belirleme” sorunu yaratacağı kesin. (Karşı çıksan “barışı istemiyor musunuz” derler. Desteklesen “DEM parti ve Öcalan’la iş birliğine çanak mı tutuyorsunuz” diye sorarlar.)

İzleyelim bakalım, iş nerelere varacak!