Cırt be Ciloyuz!
Bizim ilçenin eski adı Cilavuz’du.
Bu isim, Cumhuriyetin ilk döneminde kurulan 21 köy enstitüsünden birine de verilmişti.
Anadolu’da kurulan bütün köy enstitüleri gibi Cilavuz da zamanla efsane oldu.
Bölgenin çocukları, Cilavuz’da okumak ve öğretmen olup Anadolu’ya dağılmak için birbiriyle yarıştı.
Halk Cilavuz’u öyle bir benimsedi ki Cilavuz mezunu olmak damat adaylarında aranan özelliklerden biri haline geldi.
Bizim büyükler hep anlatırdı:
Karslı bir ailenin kızına büyük şehirden bir aile talip olmuş. Damat adayı Ankara’da kolejde okumuş. ODTÜ’de mühendislik bitirmiş.
Damadın babası oğlunun bu özelliklerini öve öve, tek tek sıralamış:
“Kolejde okudu, ODTÜ’yü bitirdi mühendis oldu, master yaptı yüksek mühendis oldu. Büyük bir fabrikada yönetici...”
Kızın annesi, bütün bu sayılanlar bir anlam ifade etmeyince kendini tutamayıp araya girmiş:
“Cırt be Ciloyuz”
(Yöresel ağzı anlamayanlar için ben tercüme edeyim:
“Ya Cilavuz Köy Enstitüsü? Cilavuz’da okumadı mı?”)
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen gün Rize’de AK Parti’nin 22 yıllık iktidarını överken şöyle dedi:
“Çünkü biz Cumhuriyet’imizin ilk 80 yılında yapılandan 3 kat, 5 kat, 10 kat, 20 kat fazlasını 22 yıla sığdırmış bir iktidarız.”
Şamama Nenem, Erdoğan’ın bu cümlesini duysa doğrudan şöyle derdi:
“Cırt be sattıklarınız, be yaptıklarınıza milletin ödediği misli misli paralar?”
***
“Rahmetli nenenin böyle diyeceğini nereden biliyorsunuz?” diye sorarsanız, arz edeyim:
- AK Parti iktidarının 22 yılda 3 trilyon dolar vergi topladığını Şamama Nenem de bilirdi.
- AK Parti iktidarının 22 yılda 70 milyar dolarlık özelleştirme yaptığını Şamama Nenem de bilirdi.
- AK Parti iktidarının yaptırdığı Osmangazi Köprüsü (1.4 milyar dolar), Çanakkale Köprüsü (2.545 milyar dolar), Üçüncü Köprü (810 milyon dolar), Marmaray (1.7 milyar dolar), Avrasya Tüneli (1 milyar 245 milyar dolar), Üçüncü Havalimanı (10.2 milyar Euro), duble yollar (6 milyar dolar) gibi büyük yatırımların toplam maliyetinin, bırakın milletten toplanan 3 trilyon dolarlık vergiyi, özelleştirmeden gelen 70 milyar dolardan dahi çok çok az olacağını Şamama Nenem de bilirdi.
- Bu projelerin yandaş şirketler davet edilerek ihale edilmesiyle devletin kaybının milyarlarca dolar olduğunu Şamama Nenem de bilirdi.
- Sümerbank, SEKA, Telekom, TEKEL, Petro Kimya tesisleri, Demir Çelik fabrikaları, Hidroelektrik santralları, Maden şirketleri, Şeker Fabrikaları, Limanlar, Tuzlalar gibi Cumhuriyet’in kurduğu milli eserleri tek tek yok pahasına sattığını Şamama Nenem de bilirdi.
- 3 trilyon dolar vergi toplayan, 70 milyar dolar özelleştirme geliri elde eden hükümetin, övündüğü bütün büyük yatırımların maksimum 30-35 milyon dolar tuttuğunu, iktidarın buna karşın 2002’de 283 milyar lira olan merkezi yönetim borç stokunu bugün 8.8 trilyon liraya çıkardığını Şamama Nenem de bilirdi.
***
Atatürk ve silah arkadaşlarının Cumhuriyeti kurduğu dönemi anımsayın. Yedi düvelle savaşılmış. Borç boğazı aşmış. Ulu Önder’in deyişiyle “uçurumun kenarında yıkık bir ülke”.
İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar, sanayi hamlesi, tarım hamlesi, eğitim hamlesi derken sıfırdan kurulan bir ülke...
Bir de Tayyip Erdoğan’ın iktidarı devraldığı Türkiye’yi düşünün.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olmuş, kurumları çalışan, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip, eğitim ve sağlık kurumları dünya çapında bilinir bir ülke.
Sadece özelleştirilmeyle satılan kurumlarının değeri 70 milyar dolar!
Bütün zorluklarına, 1999 depremlerine rağmen kendisini toparlamaya başlayan bir ekonomi.
Ve 22 yıl sonunda geldiğimiz nokta:
Nüfusunun yarısına yakını açlık sınırında yaşayan, emeklisi de asgari ücretlisi de perişan bir ülke.
***
Şimdi siz söyleyin.
Rahmetli Şamama Nenem, Erdoğan’ın bu cümlesini duysaydı tepkisi ne olurdu?
“Cırt be (?)”