14 başkan değişti, 17 başkan koltuğunu korudu. Basketbol ve yüzme gibi dibe vuran branşlar hem siyasetin hem de camialarının onayı ile yola devam ediyor.

Paris 2024 maceramız, tarihi bir fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Türkiye, tam 40 yıl sonra altın madalyasız bir olimpiyat geçirirken; üç gümüş ve beş bronz, züğürt tesellisi olarak kayıtlara girdi. Atıcılıktaki tarihi gümüş madalyadan çok Yusuf Dikeç’in pozunun konuşulması, Türkiye’nin spor kültürünün seviyesini özetliyor aslında!

Oyunların ardından en çok merak edilen konulardan biri, tarihi başarısızlığın federasyon seçimlerine nasıl yansıyacağıydı. Hatırlayın: Spordan sorumlu sayın bakan; olimpiyatlar sonrası, başarısız federasyonlardan (aslında seçilen değil kendi atadıkları başkanlardan) hesap sorulacağını açıklamıştı.
Olimpik branşların 14’ünde başkan değişikliği yaşandı, 17 federasyonda başkanlar devam ediyor.
Bizi asıl ilgilendiren (futbol dışındaki) önemli olimpik branşlara bakalım:

Atletizm, güreş, boks, hentbol, tenis ve tekvandoda artık yeni başkanlar var.

Dibe vuran basketbol… En kötü yönetilen iki-üç ana branştan biri olan, büyük organizasyonlarda finali başarı olarak gören, tek avuntusu Kuzey Tunçelli olan yüzme… Yıllardır yapılan yatırımlara rağmen bir türlü seviye atlayamayan yelken… Madalyaları arşiv sayfalarında kalan halter…

Hem siyasetin hem de camialarının onayı ile yola devam ediyor. Ne demek bu? Koltuğu korumak için başka şeyler gerekiyor!

BAŞKANI DEĞİŞENLER (14)
Atıcılık
Atletizm
Boks
Dans sporları
Eskrim
Güreş
Hentbol
Hokey
Karate
Kaykay
Tekvando
Tenis
Masa tenisi
Modern pentatlon

BAŞKANI DEĞİŞMEYENLER (17)
Badminton
Basketbol
Binicilik
Bisiklet
Cimnastik
Golf
Halter
Judo
Kano
Kürek
Okçuluk
Ragbi
Sutopu
Triatlon
Voleybol
Yelken
Yüzme

AKP’li alkışıyla geldi, CHP’li alkışıyla gitti

2013’te Türk atletizminin başına geçmişti. Üç olimpiyatta sadece bir bronz madalya alabildik onun döneminde; son ikisinde sıfır çektik. Yönetimindeki Türk atletizmi, beş Dünya Şampiyonası’nda sadece Londra 2017’de bir altın bir gümüş görebildi. Diğer dördünde kürsüde yoktu. Aynı dönemdeki beş Avrupa Şampiyonası’nda (salonlar hariç) aldığımız altı altın madalyanın tamamı (Dördü 2016’da) devşirmelerden geldi.

Yetmedi!

İslami Dayanışma Oyunları'ndaki derece, ekipman ve pist skandalları… Olimpiyata daha fazla atlet gönderebilmek için kota yarışlarında derecelerin, fotofinişler değiştirilerek manipüle edilmesi; Türkiye’nin takibe alınması, yurtiçindeki hiçbir derecenin onaylanmaması… KKTC Atletizm Federasyonu'na yasak… Ve bir önceki seçimin, usulsüz olduğu gerekçesiyle mahkeme tarafından iptal edilmesi…

Ardında bu rezaletleri bırakarak, koltuğunu 11 yıl sonra Ahmet Karadağ’a devretti Fatih Çintimar. Kamuoyu önündeki son basın toplantısında onu alkışlarla uğurlayanlar, ne ilginçtir ki, siyaseten kendisine çok ama çok uzak olan CHP’lilerdi!

Atletizm ile yakından uzaktan ilgisi olmayan, sırf İBB Başkanı İmamoğlu’na görünmek için İstanbul Maratonu’nun basın toplantısına katılan CHP’liler, Türk atletizmini dibe vurduran yöneticiye alkışlarla teşekkür etti.

Ben de ediyorum!
Karadağ ve ekibinin ilk işi de Türkiye'yi 'manipülasyon listesi’nden çıkararak ayıbı temizlemek oldu.

Holding yönetimi!

"Tenisi Anadolu’ya yayma” vizyonunu 2 bin 300 metrelik rakıma kort inşa ederek zirveye taşıyan, dağda tenis oynatan ilk federasyon başkanı olarak tarihe geçen, delege ve oy için (zemini patlayan) tenis kortları açtıran ama kulüplerde kaç sporcu olduğunu bilmeyen, nedense hep aynı isimlerin düzenlediği 15’lik 25’lik ITF turnuvalarını “Organizasyon başarısı” diye anlatan Cengiz Durmuş; koltuğunu devretti.
2000’li yıllarda İpek Şenoğlu ile başlayan yükselişi iyi değerlendiremeyen, Grand Slam ve ATP / WTA oyuncusu çıkaramayan bu elit branşın çok iyi eğitimli, başarılı bir girişimci ve iş kadını olan başkanı var artık. Ancak sorun şu: Şafak Hanım’ın CV’sinde tenis yok!

Kortlara erken veda edip aile kuran, gençlerde de olsa “Türkiye’nin ilk Grand Slam şampiyonu” unvanlı tenisçisi İpek Soylu'nun, bir spor federasyonundan çok holding yönetimini andıran masada ve sahada neler yapacağını, merak ediyorum.