TFF Başkanı Hacıosmanoğlu “Rest” dedi! Hakem şikayetlerinden çok bunalmış olmalı ki “MHK’nin idaresini Kulüpler Birliği’ne vermeye hazırız” diyor. Ben de diyorum ki: “Siz hazırsınız da acaba kulüpler ya da spor kamuoyu hazır mı?”

Başkanın değişen (!) vizyoner bakış açısı ile bu hamleyi yapmaya çalışması kulağa hoş gelse de buranın İsviçre olmadığını hatırlamakta fayda var. Madem bakış açınız bu kadar demokratik, o zaman ateş topunu başkasının kucağına bırakmayı düşüneceğinize, MHK’nin seçimlerde özerk bir kurul olarak delegeler tarafından seçilmesini sağlayın. Sistemi değiştirmek, kalıcı bir şeyler yapmak istiyorsanız gömleğin düğmelerini doğru iliklemekle olur.

Kurulların seçimle gelmesi, atamalarda ve diğer değerlendirmelerde şeffaflık ve hesap verilebilirliği artırır. Böyle bir sistemin başarılı olabilmesi için, demokratik süreçlerin yanında uzmanlık, tarafsızlık ve uzun vadeli planlama gibi faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekir. Bunların yanında bu kurulları ve temsil ettiği insanları tam koruma altına alıp, başarıya ulaşmaları için önlerini açmak sizin asli göreviniz olmalı. Tabii ki hata olduğu zaman yetkilendirdiğiniz kurullar gereğini yapacaktır.

Ama siz her maç özelinde kulüp temsilcisi gibi çıkıp pozisyon yorumlayarak ya da MHK’niz orada dururken hakem eskilerini telefonla arayıp, onların fikrini alıp, marifetmiş gibi bunu da kamuoyu ile paylaşırsanız; söylemleriniz ile eylemleriniz örtüşmez. Zaten geçmiş referanslarınız kötü olduğu için bu davranışlarınızla da iyice güven kaybedersiniz.

Bir yöneticinin... Lider vasıflı, ekip çalışmasına yatkın, finans konusunda bilgili, iletişim becerileri üst düzey, stratejik düşünce yapısı olan ve değişime açık, etik değerlere sahip olmalı... Dikkat ederseniz bunların içinde ‘hakem kurulu’ ya da ‘hakemler’ hususunda bir yetkinlik aranmıyor! Karar sizin…