Son yıllarda dört büyükler mottosundan göreceli olarak uzaklaşıp kürsüden inen iki takımın toparlanma mücadelesi verdiği bu günlerde; maçı isimlerinin büyüklüğü ile değerlendirmek daha doğru olacak.
Önümüzdeki sezonun provasını yapan iki takımdan Beşiktaş’ın yeni hocası Solskjaer, bazıları gibi algı yönetmeye çalışmadan, sahada katkı verme gayreti içinde işini yapmaya çalışıyor gibi gözüküyor. Sanki ‘stoacı’ ilkeleri benimseyen bir duruş sergileyerek, takımda yaşanan kriz karşısında paniklemeden, duygulara yenilmeden, zorlukları fırsata çevirecek mi göreceğiz.
Şenol Güneş’in ise beşinci Trabzonspor seferinde hangi felsefi çalışmaları yaptığı ve bunları sahaya ne kadar yansıtabileceği merak konusu.
Maça bilinçsiz bir baskı ile başlayan Beşiktaş hücumda bir türlü organize atak yapamayınca, Trabzonspor’un zamanında çıkarak savunmayı hataya zorlayıp yaptırdığı basit top kaybı sonucu, ceza sahası önünde kendisini unutturan Banza’nın attığı golle geriye düştü. İlk yarının devamında ise iki takım da vasatın üzerine çıkamadı.
İkinci yarı Beşiktaş’ın orta sahada üstünlüğü ele almasıyla maçın seyri de değişti. Siyah-beyazlılar peş peşe gollerle öne geçti. 2. golden sonra defans güvenliğini ön plana alan Beşiktaş oyunun kontrolünü iyice ele geçirdi. Trabzonspor’un etkisiz atakları sonuç vermeyince, Beşiktaş ligde 4’üncü sıra hedefine biraz daha yaklaşarak maçı tamamladı.
Yazının başında niçin dört büyükler açısından bu iki takımın kürsüden indiğini söylemimi izleyenler daha iyi anlamıştır. Kendi içlerinde mücadele ettiler, ancak bu futbolla ikisinin de hala zamana ihtiyacı olduğu ve eski günleri aramaya devam edecekleri gözüküyor.