Şehzadelerden biri, güzeller güzeli, gece saçlı, kestane gözlü bir Kıptî kızına âşık olmuş...
İlle de “ben bu kızı isterim” diye tutturmuş...
Padişah, Sadrazam’ını göndermiş kızı istemeye...
Sadrazam, kızı isterken, “dest-i izdivaç” falan gibi alengirli lâflar etmiş...
“Süle o padişaha” demiş kızın babası, “bizde ona verecek kız mız yok...”.
Sadrazam’ın bu haberine çok öfkelenmiş Padişah ama âdil biriymiş...
Şehzade’yi de çok severmiş...
Bu defa vezirlerin hepsini birden göndermiş...
Onlar da Sadrazam gibi saray diliyle konuşmuşlar...
Ve onlar da eli boş dönmüşler...
Hemen her gün sarayda padişahla birlikte olan ama...
Hayatının kalanını tebaa arasında geçiren bir Bilge kişi...
Sultan’ın üzüntüsünü fark edince, sebebini sormuş...
Anlatmış Padişah...
“Sultanım” demiş Bilge kişi, “müsaadenizle bir de ben gidip isteyeyim...”.
Sevinmiş Padişah...
Bilge kişi, Kıptî ailenin evinin kapısını çalmamış...
Bir tekmede kırmış kapıyı, dalmış içeri...
Aile yer sofrasında yemek yiyormuş...
Selamsız sabahsız gürlemiş Bilge kişi:
“Sen ne cüretle kızını padişahımızın evlâdına vermezsin lan?..”.
Kızın babası hemen fırlamış sofradan...
İki elini göbeğinin üzerinde birleştirmiş...
Bakışlarını ayakuçlarına çevirmiş...
“İstemesini bilmediler be agacım” demiş, “İşte büle senin istediğin gibi isteseydiler, vermez miydim?..”.
EN ÇOK O AZARLIYOR ÇÜNKÜ
Kimileri, Erdoğan’ın ülkeyi, hem de:
Fakir fukara aleyhine ve bu kadar kötü yönetmesine rağmen, nasıl olup da hâlâ %24,7 (CHP %24.6) oy alabilecek oluşuna hayret ediyorlar...
Ben ise bu sonuca şaşıranlara şaşırıyorum…
***
Erdoğan’ın kemiksiz %25’i her zaman var çünkü…
Son 20 yıldır her sene en az 18 milyon fukaraya devlet yardımı veriyor…
Bu en az 18 milyon oy demek…
O nedenle fukaralığı ve cehaleti azaltmak yerine arttırıyor ya…
Yani, fukaranın oyu ile sürekli seçilen Erdoğan, fukaradan oy istemeyi biliyor…
“Fukarayı en çok azarlayan Başbakan” olarak tarihe geçmesinin sebebi işte bu acı gerçekçiliği…
ALIŞMIŞ BİR KERE…
Halkın geneli; sevgi, saygı, hoşgörü, tatlı dil, güler yüze alışmamış ki…
Hayatı boyunca; ana-baba dayağı, öğretmen dayağı, usta dayağı, çavuş-komutan dayağı, patron dayağı, (kadınsa) koca dayağı yemiş…
Hep aşağılanma, azar, küfür, hakaret...
Yani:
Alışmış kudurmuştan beterdir…
Erdoğan da bu sosyolojik olguyu en iyi bilen siyasetçidir…
“Evrenin en güzel, en temiz yaratılmışları kadınlar, iyi ki varsınız… 8 Mart kutlu olsun…”.