“Cari açık beklenenden fazla geldi” haberi, önümüzdeki aylar boyunca o kadar sıradanlaşacak ki, Tarkan’ın şarkıları gibi devamlı tekrarlanacak. Peki, bu şarkının notaları neden bu kadar acıklı?

Türk Lirası’nın haddinden fazla değerli… Türkiye neredeyse dünyanın en pahalı ülkelerinden biri haline geldi.

Bu başarı gökten zembille inmedi tabii… Özenle, itinayla, “bilinçli” bir politika ile inşa edildi. İyi de bu yolun bizi götüreceği son durak yine hayal kırıklığı ne yazık ki…

***

Cari açık dediğin ülkenin, diğer ülkelerle arasındaki gelir-gider pusulası… Ticaretin kuralı belli, gelirin giderinden fazla olacak ki, yüzün gülsün...

Ama sen kazandığından fazlasını harcarsan, ne olur? Borç batağına saplanırsın! Borçlar dağ olunca kepenk kapatırsın. Ülke dükkan olmadığına göre vatandaşları fakirleşiyor bu denklemde…

***

Normalde, yurt dışından mal almak, dövize olan “aşkı” alevlendirir. Döviz de naz yapar, fiyatı yükselir. İthal mallar “el yakar” hale gelir, talep düşer, cari açık da usul usul azalır.

Ama bizde durum farklı! Döviz, “Aman yükselmesin!” diye baskı altında… Üretim desen, zaten “üvey evlat” muamelesi ile muhatap…

Hal böyle olunca, ithal mallar “bedavadan biraz pahalı” kalıyor. Tüketim ithalatı tavan yapıyor. Cari açık kaçınılmaz olarak daha da yükselecek. Rahatlıkla görülebiliyor.

***

“Avrupa ne kadar ucuz, bizim kafeler resmen soygun yapıyor!” diye feryat edenleri duymayan kalmadı. Boşuna Yunan adalarına giden Türklerin sayısı, bir yılda üçe katlanmadı.

İşin enteresan tarafı bunu yapanlar orta klasmanda maaş alan insanlar… Haliyle semtteki kebapçıya 2500 lira ödeyip, Avrupa’da aynı paraya krallar gibi ziyafet çekince, gördüklerin senin olsun bana yediğini, içtiğini anlata dönüşüyor hikaye…

***

Bu basit hesap bile, aslında her şeyi özetliyor. Türk Lirası, “fazla havalı”! Eğer bu “hava” devam ederse, Türkiye’ye döviz getiren tüm sektörler, özellikle de turizmin helvası kavrulup üzerine fıstık atılacak.

Bir ülkenin parası “şişince”, o ülke yabancı turist için “lüks” bir destinasyon haline gelir. Turist de hesabını yapar, “Ben bu paraya krallar gibi tatil yaparım!” deyip, başka ülkelere kaçar. Neden bunu anlamakta zorlanıyorlar?

***

Hesap kitap yaparken, sadece yerel fiyatlara değil, uluslararası “rakiplere” de bakmak lazım. Ama bizimkiler, bu “maçı” pek ciddiye almıyor sanki…

Türk Lirası “şişmanlamaya” devam ettikçe, cari açık da “obezite”ye doğru ilerleyecek. Turizm sektörü de “kan kaybından” gidecek. Ne fark eder? Mehmet Şimşek çıkıp yine “program çalışıyor” diyecek!