Murat adında bir arkadaşınız var. Murat her ay maaşını alıyor, ama maaşı yetmiyor. Neden? Sürekli dışarıdan yemek söylüyor. Maaşı yetmeyince de kredi kartına yükleniyor.
Murat’a “evde yemek yap” diyorsun ama mutfakta yeterli malzeme yok. Onları da dışarıdan almak zorunda… Ya da yemeyecek, içmeyecek önce borçlarını kapatacak bir yolla…
***
Türkiye’nin cari açığı da böyle… Yurt dışından mal ve hizmet alıyoruz. Zira sattığımız ürünler, yani ihracatımız ve turizm bu harcamaları karşılamıyor.
Verilere göre bu yıl işlerin nispeten düzeldiği görülüyor. Geçen yıl ocak-ekim döneminde 36 milyar dolar olan cari açık, bu yıl aynı dönemde 3.3 milyar dolara indi. Buna sevinmeli mi? Tabii ki de ne yapacağız ufak tefek pürüzleri?
Biraz geriye gidelim. Berat Albayrak dönemine… Tarih 2018 yılını gösterdiğinde cari açık 27.3 milyar dolar seviyesindeydi. Yılın ikinci yarısındaki ekonomik daralma ve ithalatın yavaşlaması sayesinde, açık azalma eğilimine girdi.
Bir yıl sonra 2019’da cari denge, kısa bir süreliğine fazla verdi. Ancak bu durum, talep daralması ve ithalatın düşük seviyelerde kalması gibi kriz etkilerinden kaynaklanıyordu.
Kuru baskıla, serbest piyasayı zorla… Ne oldu sonuçta? 2020’ye gelindiğinde cari açık tekrar yükseldi ve yaklaşık 36.7 milyar dolar olarak gerçekleşti.
***
Büyüme hızındaki yavaşlama, üretimde düşüş, ithalattaki azalmaya paralel olarak dış ticaret açığının daralması, cari açığın gerilemesini getirdi. Eyvallah da bu fakirleştirildiğimiz için gerçekleşti.
Altın ithalatına getirilen kısıtlamalar, enerji fiyatlarının durağanlaşması ve üretime dönük ithalattaki yavaşlama bu yıl yaşanan düşüşte etkili oldu.
Özetlersek bu durum Murat’ın artık daha çok kazanmasından değil, kredi kartının limitinin düşürülmesinden kaynaklanıyor.
***
Bırakalım geçmişi, odaklanalım geleceğe… Baskılanan döviz kurları yurtdışından ithalatı ucuzlatıyor ve adeta destekliyor.
Sanayici neden üretsin bu maliyetlerle? Bulmuş baskılanan ucuz doları, ithal eder, hiç uğraşmaz işin ameleliğiyle… Nitekim de öyle olacak önümüzdeki günlerde…
***
Dedikleri gibi “program çalışıyor” mu sence? Yurtdışından alışverişlerde kargo ücretsiz bile olsa “3 Euro kargo ücreti” kabul ederek alışveriş limitini 27 Euro’ya indirdiler. Eğer 3 Euro’nun hesabını yapacak hale geldilerse “rezervlerimiz rekor kırdı” söylemleri tam bir hikaye… Oradan pay biç ekonomiye…
***
Yapay ve geçici tedbirlerle cari açığı düşürdük mü? Düşürdük!
İyi de ekonomi küçüldü, büyüme hızı negatife döndü, yabancı yatırımcı kaçtı. Üstelik, yüksek faizle dış borç alıp milyarlarca dolar faiz ödemek zorunda kaldık.
Öyle faizleri artırıp, vergiler salıp, harcamaları kısmayıp “hedeflerimize ulaşıyoruz” demekle olmuyor. Bu filmi daha önce defalarca seyrettik. Kafa değişmedikçe dönüp dolaşıp geleceğimiz yer burasıdır yine… Hem de daha fakir bir şekilde…