Yüksek enflasyondan kurtulmaya çalışan iki örnek var: Biri Türkiye diğeri Arjantin.

Türkiye’de 22 yıldır aynı parti ve kişi iktidarda. En son seçimden sonra Erdoğan ekonomi yönetimini değiştirerek bir tür revizyon yaptı. Nebati gitti Şimşek geldi. Mehmet Şimşek sonunda yabancı yatırımı da çekeceğine inanılan bir tür kemer sıkma politikası uygulatıyor.

Arjantin’de son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde liberteryen ekonomi profesörü Javier Milei seçildi. Milei bizim usul değil, gerçekten ekonomist. Diploması tartışmalı olmadığı gibi başkan olmadan önce üniversitede ders de veriyordu.

Milei, devlete bayağı bildiğin testereyle daldı. Bürokrasiyi darmadağın etti. Kamu harcamalarını yüzde 30 azalttı, 34 bin kamu çalışanını işten çıkarttı. Arjantin zor günler geçiriyor, nüfusun yarısı yoksul. Ama Milei kangren olmuş uzvu kesti attı. Ben sana üç beş kuruş atam sen de bana karşılığında oy ver, al gülüm ver gülüm eko sistemini kırdı. Şimdi yeni bir eko sistem oluşacak.

***

Lex Fridman, podcasti için Milei ile 1,5 saatlik süren bir röportaj yapmış, ilgilenenlere tavsiye ederim.

Şunu söylüyor; Arjantin dünyanın en özgür ülkesi olacak. Regülasyon minimum. Yatırım yapmak için devlete servet akıtmak, bürokraside rüşvet dağıtmak yok. Yatırım artsın, rekabet artsın, insanlar fikir geliştirsin, yatırım yapsın, fiyatlar düşsün. Çarklar dönmeye başlasın.

Milei, bir senede enflasyonu yüzde 211’den yüzde 166’ya indirdi. Acayip oranlardan bahsediyoruz. Bu zamana kadar her gelen hükümetin popülist harcaması, seçmene para saçmasıyla şişmiş bir ekonomi. Milei öncesinde ekonomi IMF’den gelen yardımlara dayanıyordu, şimdi enerji sektörüne uluslararası yatırım gelmeye başladı.

***

Erdoğan ise 2010’ların ortalarından, yani Türkiye’nin IMF’ye yükümlülüğü bittiğinden bu yana bir tür İslamcı Chavezizm uyguluyor.

Erdoğan’ın tabanını siyaseten tahkim etme yolu, az çok para ve iş dağıtmak. Ülkede belli başlı bazı sektörler haricinde yatırım olmadığı, uluslararası şirketler bir yerden sonra kaçtığı için ücretli kesiminin neredeyse yarısı asgari ücretli işlerde çalışıyor. Beyaz yakalı da artık asgari ücretten çok farklı bir para almıyor. Ülkenin çapı buna geriledi. Hasbelkader iş geliştiren marka yaratan biri olursa, işine “çökülüyor”. Çökmenin norm olduğu yerde araştırma geliştirme, yatırım olur mu? Herkes kapağı devlete atmaya çalışıyor. AKP’lilere iş bulmak, yeğenine kuzenine maaş bağlamak, bir parti/devlet politikası olmuş durumda. Kamu harcamasından zerre kısma yok. Tam gaz devam. Ne sarayın harcaması düşüyor ne bütün gün sosyal medyada takılıp memur diye maaş alan kamu çalışanı sayısında azalma oluyor.

Kangren bütün vücudu yayılmaya devam ediyor. İşte bu nedenle asgari ücret 22.104 lira.