Rahmetli Çin diktatörü Mao Zedong kaosu pek severdi. Zaten en bilinen sözlerinden biri, “Gök kubbenin altında kaos var. Koşullar çok uygun.”
Kaos olacak ki devrim süreci hiç durmadan devam etsin. Türkiye’de de 20 yılı aşkın süredir sürekli bitmeyen bir kaos halindeyiz. Ne var ki devine devine habire başa dönüyoruz. Sansürden konusuz kalmış Türk pembe dizileri gibi sanki bir bölümde çok şey oluyor ama aslında hiç de bir şey olmuyor. 5 bölüm de izlemesen bir şey kaçırmamış oluyorsun. Millet neyse siyaset neyse dizisi de o.
***
Bu haftayı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan yeni bir soruşturma, gözaltına alınan tutuklanan meslektaşlarımız, sokak röportajında “Allah belanı versin” dediği için tutuklanan asker emeklisi eşi kadın, evim yok dediği için Cumhurbaşkanından özür diletilen depremzede, birinin ayağına bastığı için devleti yıkmakla itham edilen oyuncu menajeri gibi gündem başlıklarıyla geçirdik.
Bu kaos halinden sadece saray memnun. Sokakta bir tane mutlu insan yok. Muhalif seçmen zaten bitap. AKP seçmeni de mutlu değil. Onlar da habire doldurulup doldurulup AKP seçmeni olmayanlara kızmakla, etraflarının hangi ülkenin kansız ajanlarıyla dolu olduğunu bulmaya çalışmakla meşgul.
***
Üç tarafı denizlerle çevrili Akdeniz kuşağındaki ülkede, sanki kış boyu çözülemeyen seri cinayetleri anlatan İskandinav nordic noir dizisi kahramanlarıymışız gibi iç sıkıntısı ile yaşıyoruz.
Haftanın son iş günü insanlara tahminimden çok daha fazla umut veren, insanların bayağı bayağı moralini yükselten bir şey oldu. 14 Mayıs travmasından sonra meğer milletin umuda ne kadar çok ihtiyacı varmış.
Ekrem İmamoğlu savcılıkta ifade verdikten sonra seçim otobüsünün üstüne çıktı. Hoş, söz konusu seçim otobüsünün Çağlayan Adliyesi önüne gelebilmesi için CHP’lilerin polisle maalesef meydan muharebesi yaşaması gerekti ama sonunda otobüs meydana geldi, polis barikatı kaldırdı, TOMAsını sembolik olarak otobüsün önünde tuttu. Milli içeceğimiz ayrandan daha milli bir şey varsa o da TOMAlarımız. Devletin vatandaşına bakış açısını ve aradaki mesafeyi çok güzel özetliyor. TOMA olmazsa olmuyor.
***
Bir tek hareket, İmamoğlu ile Yavaş’ın otobüsün üstüne beraber çıkması, el ele poz vermesi, birbirlerine pas atarak umut veren bir konuşma yapması insanları o kadar çok umutlandırdı ki, sevincinden ağlayarak arayan, şu an gözümden yaş geliyor diye mesaj atan tanıdıklarım, arkadaşlarım oldu.
Muhalif seçmende 14 Mayıs travması hala geçmiş değil. İktidarın yüzde yüz enflasyonla seçim kazanması buldozer gibi insanların üzerinden geçti. İnsanlar bitap ve umutsuz ama umut beslemeye de bir o kadar hasret ve eğilimli. Yavaş ve İmamoğlu’nun, biz buradayız ve kavga etmiyoruz hareketi insanları harekete geçirmeye, tamam arkadaş varız yeniden başlamaya dedirmeye yetti.
Lütfen şaşırmayın ve bu insanlara kıymayın!