Ülkede, hızla esen anti demokratik rüzgarlar, ana muhalefet partisini ve onun cumhurbaşkanı adayını etkisiz hale getirme çabaları, ‘devletle Kürtleri barıştırma projesi’ olarak sunulan açılım sürecinin geleceğiyle ilgili şüphe yarattı. Kimileri açısından muhalefet bloğunu bölme amacı taşıyan bu çalışmanın hangi noktaya geldiğinin izini sürdük.

19 Mart darbesinden önce zaman zaman yazdığımız açılım süreci, son olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bayram mesajındaki sözleri nedeniyle radarımıza girdi.

Erdoğan iki gün önce “Şimdi sıra, örgütün çağrıya amasız fakatsız uymasına gelmiştir. Bu konuda da sınırsız bir vakte ve tahammüle sahip değiliz. Daha fazla oyalanılmadan, örgütün kendini feshetmesini ve silahlarını tamamen bırakmasını bekliyoruz” dedi.

Konuyla yakından ilgilenenler, teknokratlar düzeyinde çalışmaların sürdüğünü anlatıyor. Kongrenin nerede yapılacağına ilişkin seçenekler ve zaman zaman PKK’dan gelen çatlak sesler, süreci sulandırma çabası olarak nitelendiriliyor.

İSTİHBARAT NE DİYOR?

İstihbarat kaynakları, açılım çalışmalarının başında da kaleme aldığımız gibi Kandil’in PKK’nın fesih kongresinin toplanacağı yer olarak netleştiği iddia ediyor. Zaman zaman Kobani ve Süleymaniye gibi ortaya atılan toplantı yerlerinin hiç gündeme gelmediği savunuluyor.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kongreye katılması söz konusu değil. Görsel bir mesaj şimdilik yok. Sadece yazılı mesaj ileteceği iddia ediliyor.

Tarihine gelince. Devlet kongre sürecinin uzamasını istemiyor. Mart ayı için yapılan planlar suya düştü-düşürüldü. En geç nisan ayının ikinci yarısında PKK kongresinin toplanacağı, örgütün kendini lağvetmesi, silahların bırakılması, silahların toplanması gibi süreçlerin en az iki ay süreceği hesabı yapılıyor.

UZARSA SABOTE EDİLİR

Ayrıca Kobani bölgesinde TSK operasyonun da sivillerin ölmesinin nedeninin farklı grupların süreci provoke etme çabası olduğu öne sürülüyor. Yönlendirilmiş yanlış istihbarat ihtimalinden söz ediliyor.

İran ve İsrail’le işbirliği içinde olan grupların sabote etmiş olabileceğine vurgu yapılıyor. Sürecin uzamasının böyle provokasyonlara kapı açacağı yorumları yapılıyor.

Evdeki hesap çarşıya uyarsa, yaz aylarında da daha önce yazıldığı gibi Öcalan için umut hakkı konuşulmaya başlanacak.

Tabi ülkenin iç mekanizmaları izin verirse…

ÇATLAK SESLER….

Bu arada, PKK içindeki çatlak sesler halen devam ediyor. Dört ayrı ekibin yer aldığı yapının her kesiminden farklı ses çıktığı anlatılıyor. Öcalan ve Murat Karayılan ekibiyle birlikte anılıyor. Cemil Bayık’ın İran etkisinde olduğu belirtiliyor. Tunceli grubu ile Dursun Kalkan ekibinden oluşan eskilerin de etkisinin olduğu savunuluyor.

PKK kongresinin hareketin önderi olan Öcalan’ın gücünün görünmesi açısından önemli olduğu belirtiliyor. Terör örgütü içindeki çatlak sesler, bölünme gibi durumların ortaya çıkması, Öcalan’ın gücünün sınanması anlamına da geleceği ifade ediliyor.

DEMOKRASİ SINAVI

Gelelim ülkede yaşanan iklimin, bütün bu planlara izin verip vermeyeceğine. Ülkenin ana muhalefet partisine operasyon düzenlenirken, muhalif belediyelere birer birer kayyum atanırken, protesto hakkını kullanan gençler cezaevinde tutulurken, AKP’liler bile ‘yargıda neler oluyor?’ sorularını sorarken, bütün bu çalışmaların amacına ulaşacağına ilişkin ‘inanç’ zayıf.

Bu inanç, sadece vatandaşlarda değil, devletin çeşitli kademelerinde bile azalmış gibi. Tabi, Kürt siyasetçilerin sürekli savundukları demokrasiye bağlılıkları da bu arada test edilecek…