Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın açıklamasının satır araları didik didik edilmeye başladı. Çağrının, Suriye’de faaliyet yürüten YPG’nin silah bırakmasını kapsayıp kapsamadığına takıldı herkes. AKP’liler, YPG’nin bu kapsamda olduğunu söyleseler de şüphe içeren tavırlar var.

Kulislerde, bu konudaki analizlere ve kafa karışıklıklarına bakmak istedik. Devlette bu süreci yönetenler de siyasiler gibi silah bırakma konusunun YPG’yi kapsadığını söylüyor.

YPG ANA BAŞLIK

Ayrıca, bu kişiler süreci Öcalan’ın açıklamasından başlatmıyorlar. Suriye’de yeni hükümetin kurulmasından bu yana yapılan görüşme ve temasların temelinin, YPG bölgesinin silahsızlandırılması üzerine kurulduğunu anlatıyorlar. Tüm pazarlıkların bunun üzerine kurulduğu belirtiliyor.

İstihbarat uzmanları, “Türkiye o bölgedeki tüm silahlı unsurların kendisini lağvetmesini bekliyor. Merkezi hükümetle varılan mutabakat da bunu içeriyor. Tüm silahların merkezi hükümete teslim edilmesi gerekiyor.

YPG’nin son tavrı yeni hamisi İsrail’den kaynaklanıyor. ABD bu görevi İsrail’e havale etti, onlara umut bağladılar. Ancak Türkiye’nin tavrı net. Orada yaşanan bir milyon 800 bin Kürtün sivil siyaset tarafından temsil edilmesinde sorun yok. Ancak silahlı unsurlar ve PKK kabul edilemez…” yorumu yapıyorlar.

NEDEN NET OLUNMADI?

Öcalan’ın açıklamasının her aşamasında rol alan istihbarat birimlerinin bu konunun ‘daha net vurgulanmasını’ neden sağlamadığı soruların başında geliyor. ‘Tüm unsurlar’ ifadesinin yarattığı kafa karışıklığı herhalde öngörülmüştür.

Ayrıca, Öcalan’ın yazdığı dört mektuptan bölgeye giden de ‘Sizi de kastediyorum’ demiş midir? YPG yönetimi buna rağmen neden ‘Kastedilen biz değiliz” demektedir. Yoksa, bu incelikli ayrım konusunda kamuoyu eksik ve yanlış bilgi mi verilmiştir?

BEKLENTİLER- PLANLAR

Şimdi, iktidar partisi kurmayları, YPG’ye yönelik atılacak adımlarda Barzani ve ekibinden beklenti içindeler. Buradaki silahlı unsurların lağvedilmesiyle ilgili arabulucu olarak rol üstlenebileceklerini düşünenler var.

Suriye’nin toprak bütünlüğü esas alınarak, merkezi hükümetten ayrı bir yapı olmayacak her türlü formül, hükümete uyuyor.

KONGRE KANDİL’DE Mİ?

Kulislerde konuşulan konulardan biri de PKK kongresi. Kongrenin Kandil’de toplanacağı iddia ediliyor. Sabote etmek isteyenler için bir fırsata dönüşmemesi için çift taraflı güvenlik önlemlerinden söz ediliyor.

AKP’liler, Öcalan’ın açıklamasındaki ‘ulusal devlet, federasyon, idari özerklik, kültüralizm’ konularında hiçbir talep olmadığına ilişkin vurguyu çok önemseniyor. Ayrıca, Kürtlerle Türklerin bin yıllık gönüllü birlikteliği cümlesi öne çıkartılıyor.

İktidar Partisi mensupları, bu sürecin başarıyla sonuçlandırılmasının kendilerine avantaj yaratacağını düşünüyorlar. Özellikle diğer tüm sorunların gündemden düşmesinden çok memnunlar. Sabote edilmesine ilişkin korkuları da yüksek.

Anlayacağınız, aylarca kafa yorulacak başlık ve malzeme var…