İktidar partisinin, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını ‘engelleme ve muhalefet açısından sorunlu bir alana dönüştürme’ üzerine kurduğu denklem, gittikçe hız kazanmaya başladı. Adil bir yarış yerine, müdahaleyle sakatlanmış bir süreç planlayan AKP’de, ilginç değerlendirmeler yapılıyor.
Öncelikle söyleyelim, parti içinde bu planı bir bütün olarak görebilen yok. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın anlayışı konusundaki tüm değerlendirmeler birden fazla ihtimal üzerinden yapılıyor.
AKP’NİN OYUN PLANI
Basitçe; 1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı, hukuki olmayan müdahaleyle engellenecek. 2- Ondan sonra sıra Mansur Yavaş’a gelecek. 3- Plan bu kadar net sonuçlanmasa bile İmamoğlu ile Yavaş’ın arasının açılması ve bölünme sağlanacak. 4- Genel seçimlerde olduğu gibi muhalefetin parçalı ve sorunlu bir şekilde seçime girmesi sağlanacak.
Ayrıntılara ve kulislerdeki değerlendirmelere gelince. Konuya sadece Ekrem İmamoğlu’nun adaylığının engellenmesi üzerinden bakanlar var. Onlara göre, plan sadece İmamoğlu’nun adaylığının engellenmesini içeriyor. Muhalefetin adayının Mansur Yavaş olması planlanıyor.
TERCİH, YAVAŞ DİYENLER
Yavaş’ın adaylığının devletin içindeki milliyetçi kanadın da tercihi olduğu, yapılan operasyonların onun önüne açmak amacı taşıdığı yorumları yapılıyor. Alt yapının ona uygun hale getirmeye hazırlandığı iddiaları var.
Yavaş’ın bu süreçte seviyeli ve mesafeli tavrının bundan kaynaklandığı, topun ayağına geleceğini bildiği için de CHP’lileri ve bu tabandan gelecek oylara ket vurmamak için dengeli tavır sergilediği yorumları yapılıyor.
AKP’liler, Erdoğan’ın İmamoğlu yerine neden Yavaş’ı rakip olarak tercih edeceğiyle ilgili sorulara ise 1-İmamoğlu’nun sokakla kurduğu güçlü ilişki Erdoğan için ciddi risk oluşturuyor. 2- Mansur Yavaş, seçim kampanyasında kolay rakip olabilir. 3- Ülkenin tümünü kapsama sorunu yaşayabilir. Zaten Kürtlerle mesafeli olan Yavaş, açılım sürecinden sonuç alınırsa, bu kitleden hiç destek göremez. Kolay rakibe dönüşür.
Bu senaryoyu daha da ileri götürenler, Yavaş’ın Erdoğan’a karşı kazanması durumunda bile ‘daha kolay ilişki kurulacak, kendileriyle ilgili daha az risk oluşturacak, hesap sorma ve geçmiş dönem sabıkası yaratma konusunda kolay ikna edilebilecek’ biri olmasını gerekçe gösteriyor.
Bu değerlendirmeler bize ilginç geldi…
‘HATA YAPIYORUZ’ DİYENLER
Başta dediğimiz gibi AKP içerisinde bütüncül bir yorum yapılmıyor. Tüm bu gelişmelere şüpheyle bakan, kendileri açısından dezavantaja dönüşeceği söyleyenler de az değil.
AKP’li bir kurmay, “Ekrem İmamoğlu ile ilgili atılan her adım içeriğine bakılmaksızın siyasi olarak değerlendiriliyor ve kendisine puan yazıyor. Kamuoyu açısından inandırıcılığı yok. Bizim kitlemiz bile şüpheyle yaklaşıyor. Adamla beş yıldır uğraşıyoruz, ona prim kazandırmaktan başka işe yaramadı” değerlendirmesi yaptı.
İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesini yanlış bulanlar, bunun kamuoyu algısı açısından kötü sonuçları olacağını değerlendiriyorlar. Daha önce de yazdığımız gibi ’vura vura başkan yapacaklar adamı’ diyenler de var.
İmamoğlu’nda yaratılan mağduriyetin orta vadede ona yarayacağı değerlendiriliyor. Bütün bu hukuksuz çabaların ‘muhalefetin adayı kim olursa olsun’ onun etrafında kenetlenme yaratacağını kaygısı taşıyanları da unutmamak gerekir.
PARÇALA-BÖL-YÖNET
Bu değerlendirmeler arasında en önemli olanı, muhalefetin ‘bir aday etrafında kenetlenmesini önleme’ stratejisi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tek bir aday etrafında kenetlenme yerine parçalı bir yapı istiyor. İmamoğlu’nun Yavaş’a, Yavaş’ın da İmamoğlu’na destek verdiği bir yapı istenmiyor. Tıpkı, genel seçimlerde Millet İttifakı’nda yapılan operasyonlar gibi.
O yüzden iktidar medyasının da yardımıyla kurgulanan oyun; hukuk, etik, ilke gibi ahlaki kuralların hiçbirini içermeden sahneleniyor. Ülkenin gerçek gündemi, yoksuzluk, yolsuzluk, hayat pahalılığı, ekonomik kriz, adaletsizlik hiç konuşulmadan muhalefet kendisine kurulan tuzaklarla boğuşmak zorunda bırakılıyor…