SİYASİLER ALTIN KAÇAKÇILIĞINA KARIŞTI
Hükümetin, cari açığın kapatılmasında önemli adım olarak sunduğu altın ithalatına kota uygulaması, bir yıl içinde patladı. Altın kaçakçılığı öyle bir hal aldı ki içinde siyasilerin ve bürokratların olduğu büyük bir kriminal dosyaya dönüştü.
İşte bu nedenle Hazine ve Maliye Bakanlığı, önümüzdeki dönemde altına koydukları ithalat kotasını kaldırma kararı aldı. Bakan Mehmet Şimşek’in, bunun gerekçesini “istenmeyen sonuçlara neden oldu” sözleriyle açıkladığını öğrendik.
Altın ithalatına kota uygulamasının iyi niyetli olduğu hesaba katılsa bile bir yıl içinde geldiği noktada, bırakın ekonomiyi, siyasi sonuçları açısından ‘utanç verici ’oldu.
Gazeteci Timur Soykan’ın ortaya çıkardığı olaylar zinciri, hasır altı edilmeye çalışılsa da Cumhur İttifakı’nın eski ve yeni vekillerinin dahil olduğu ‘kaçakçılık’ siyasi kulislerde gündem oldu. Öğrendiğimize göre, Bakan Şimşek, iş insanlarıyla yaptığı bir toplantıda gelinen noktadan rahatsızlığını aktardı.
Şimşek’in, siyasilerin karıştığı altın kaçakçılığına değinmeden, “Altın ithalat rakamı çok yüksekti. O yüzden sınırlama getirdik. Maalesef istenmeyen sonuçlara yol açtı. Kota uygulaması kaldıracağız…” dediğini belirtelim.
7 Ağustos 2023 tarihinde başlayan kota uygulamasının ne kadar gerekli olduğu her fırsatta, bakan ve bürokratları tarafından anlatıldı. Altın ithalatı, cari açığın genişlemesinde en büyük etki olarak gösterildi. Bakanlık, ‘Neden gereklidir?’ başlıklı uzun uzun açıklamalar yaptı.
Ancak pek de öyle olmadı. İki ilginç gelişme yaşandı. 1- Altın kaçakçılığı patladı. 2- Gümüşe olan talep tavan yaptı.
Uzmanlar, altın ithalatına kota konulmasının ardından gümüş ithalatında rekor kırıldığına dikkat çekerek, ithalat kotasının gümüş ile bypass edildiğini öne sürdüler. Sonra ne oldu? Ülkenin dört bir yanından altın kaçakçılığı haberleri gelmeye başladı. Bazı kamu kurumu bürokratlarının iş için gittiği Suriye dönüşünde kaçak altınla yakalandığı ortaya çıktı.
Özellikle Dubai’ye onlarca kez seyahat eden siyasiler dikkat çekti. MHP ve AKP eski ve yeni milletvekillerinin adı altın kaçakçılığına karıştı. Bu kez çete mafyadan çok, siyasiler ve bürokratların karıştığı yeni bir ‘suç biçimi’ ortaya çıktı.
Başka bir ülkede olsa, hükümetlerin istifasına neden olabilecek bu gelişmeler, basit kriminal olay gibi muamele gördü. 7 Ağustos’ta getirilen altın kotası aşama aşama değişti. Mücevher ihracatçıları ham maddeye ulaşma sorunu yaşadıklarını iddia edince kota geçtiğimiz eylül başında gevşetildi.
Ekonomi kurmayları, aylık 68.33 tona kadar çıkan altın ithalatının kotadan sonra aylık 38.14 tona daha sonra da 23.18 tona gerilediğini aktardılar. Ancak altın kaçakçılığının geldiği boyut ve yarattığı sorunlar, beklenen faydanın önüne geçti.
Siyasette olduğu gibi ekonomide de ‘deneme yanılma’ yöntemiyle yol alındığı ortaya çıktı.
BANKALARA CEZA GELEBİLİR
Tekrar söz konusu toplantıya dönelim. Şimşek’in iş çevreleriyle yaptığı toplantı az bilinen başka sorunların da dikkatimizi çekmesini sağladı. Turizm sektör temsilcileri, otellerin yaşadığı ilginç bir sorunu bakana aktardılar. Şöyle ki; post cihazlarından dövizle işlem yapamadıklarından şikayetçi olmuşlar. Yabancı turistler için büyük bir sorun olan bu durum nedeniyle çözüm istemişler.
Bu krizin faturası bankalara çıkmış. Aktarılana göre; bakan Şimşek, sorunun bankalardan kaynaklandığını 9 Ocak’a kadar bankalara yazılımlarını tamamlamaları için süre verdiklerini dile getirmiş.
Yazılım sorunu nedeniyle yapılamayan bu işlemler yüzünden bankalara ceza kesilecekmiş. Bizden söylemesi…