Büyük siyasi senaryolar bir kenarda dursun, ekonomik krizin sonuçları, dar gelirliler ve emeklilerle ilgili yapılan tüm analizler, iktidar partisi açısından iç açıcı değil.
Enflasyon başta olmak üzere asgari ücret, emekli maaşlarına yapılacak artış gibi konular, Suriye ve çözüm sürecinin gölgesinde kalsa da sokaktaki insanı yakından ilgilendirmeye devam ediyor.
Ekonomik sorunların AKP kulislerinde konuşulmadığı gün yok. Özellikle TBMM’deki bütçe görüşmeleri bunu zorunlu kıldı.
AKP yönetimi, kongre süreci öncesinde tam da bu nedenle ‘milletvekilleri, bakanlar ve bakan yardımcılarıyla’ bir dizi görüşmeler yapıyor.
Bu toplantılarda dikkatimizi çeken, ekonomi yönetiminin tüm açıklamalarına ve sabır öneren sözlerine rağmen seçim bölgelerindeki havayı gören milletvekillerinin ruh hali.
Onların saptamaları rakamlarla aynı değil. Toplantılarda, emekliler ve dar gelirlilerin, AKP’den koptuğunu açık açık söyleniyor.
Özellikle dar gelirliler için 2025 yılının 2024’den daha zor geçeceğine ilişkin saptamalar yapılıyor.
Bu nedenle milletvekilleri emekli maaş zammı ve asgari ücretteki artış oranının yüksek olması konusunda ısrarcı, ama umutsuz.
Toplantılarda, ‘Yeterli düzenleme yapılmazsa, bu kitleyi tamamen kaybederiz, zaten bizden koptular” yorumları yapılsa da tahminler ‘sınırlı zam’ yönünde.
Özetle… en düşük emekli maaşına bin 500 liralık iyileştirme, tüm emeklilere yüzde 16 zam, asgari ücreti de 22 bine çıkartarak defteri kapatmayı planlıyorlar.
Yılbaşından sonra en düşük emekli aylığında yapılacak artış için TBMM’ye bir kanun teklifi verilecek. Teklifin yasalaşması ocak maaşlarına yetişmezse, aradaki fark daha sonra emeklilerin hesabına yatırılacak.
Bir yandan bu söylenirken, diğer yandan başka bir kaygı paylaşılıyor. Yapılacak zam yeterli olsa da olmasa da bir ay içinde eriyecek.
Şimdiden fırsatçıların, perakende satıcıların bu artışı fiyatlarına yansıtmaya hazırlandığı bilgisi var.
‘İşçi giderleri maliyetleri arttı’ diye ürünlerine yansıması beklenen artıştan bağımsız olarak fırsatçıların kolları sıvadığı anlatılıyor.
Kulislerde, “verilen zam bir ay içerisinde eriyecek’ yorumları yapılıyor. Küçük işletmelerin işçi çıkarmaya hazırlandığı haberleri de konuşuluyor.
Bu arada AKP yöneticileri, bir süredir meslek örgütleriyle de görüşmeler yaparak, sorunları ve talepleri dinlenmeye başladı.
TOBB gibi meslek örgütleriyle yapılan toplantılarda alınan ekonomik kararlar ve ücret politikaları masaya yatırılıyor.
Meslek örgütlerinin yöneticileri, işçi maliyetlerinin yüzde 27’den yüzde 40’lara çıktığını anlatarak, yakınıyorlar.
Ekonomik düzenlemeler yapılırken, kendilerinin görüşüne başvurulmamasından şikayetçiler. Kimse memnun değil anlayacağınız.
Ekonomik sorunlar nedeniyle emeklisi, çalışanı, işvereni herkes bir ağızdan şikayetçi olmaya devam ediyor.
O masalarda ekonomik krizin çalışanlara getirdiği yükten kimse söz etmiyor. Enflasyonun dizginlenmediği bir ortada işçinin hayat maliyetini hesaplayan yok.
Ekonomi yönetimi ise hep aynı üslubu kullanıyor.
Yaşanan krizde kötü yönetimin payından hiç söz etmeden, sorunları pandemiden alıp, yaşanan depremlere bağlıyor.
Eksik ve yanlış atılan adımların faturasının ödendiğinden söz eden yok.
Daha doğrusu kapalı kapılar ardında isim vererek suçladıkları var da kamuoyu önünde aynı tiyatro oynanıyor...