Hayal kırıklığı yaratan emekli zammı ve asgari ücret artışı öncesinde, 22 Aralık tarihli yazımızda, “Özetle… en düşük emekli maaşına bin 500 liralık iyileştirme, tüm emeklilere yüzde 16 zam, asgari ücreti de 22 bine çıkartarak defteri kapatmayı planlıyorlar” değerlendirmesi yapmışız.

Kimileri, ‘iktidar müjdeye hazırlanıyor’ şeklindeki umut tacirliği yapan başlıklarının hesabını bile vermezken, böylesine umutsuz bir tabloyu öngörmenin ne anlamı var ki…

Herkesin önceki gün yapılan kabine toplantısından sonra açıklanmasını beklediği ‘iyileştirme haberleri’ bir türlü gelmedi. Çünkü çalışmada sorun var. Öncelikle söyleyeyim işçi ve memur emekli maaş artış oranındaki farkın eşitlenmesi düşünülmüyor. Bu konudaki beklentiler boşuna…

Tartışılan tek konu en düşük emekli maaşına yapılacak iyileştirme. TBMM’nin önüne gelecek yasayla yapılacak düzenleme henüz tamamlanmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bu nedenle açıklama yapmadı. Ancak iyileştirmenin 1000-1500 TL ile sınırlı kalması bekleniyor. Yanılmayı umuyorum…

Bu konunun toplumda yarattığı tepkiyi günlerdir takip ediyoruz. Dar gelirliler, emekliler ve asgari ücretlilere görülen reva, gerçekten can yakıcı. Bu gerçek, tüm milletvekillerinin tepkisi çekiyor.

Ancak AKP milletvekilleri, “içten yanmalı motor” gibi. Kapalı kapılar ardında sürekli şikayet etseler de dışarıda ne sesleri çıkıyor, ne de hezeyanları sonucu değiştiriyor.

Biliyoruz ki; asgari ücret ve emekli maaş zammı ilk açıklandığında parti yöneticilerine eleştirilerde bulundular. “Biz, asgari ücreti 23 bin 500 lira 24 bin bekliyorduk. Rakam açıklanınca şaşırdık. Cumhurbaşkanı müdahale eder diye bekledik. Şimdi sürekli seçim bölgelerinden tepki telefonları alıyoruz” diyorlar. Hepsi bu.

Konu ekonomi olunca, başka bir perde arkasıyla devam edelim. Hazine ve Maliye Bakanı zaman zaman iş çevreleriyle bir araya gelerek onların sorunlarını dinliyor.

Sokaktaki dar gelirlilerin bakana ulaşma şansı yok ama iş insanlarının var.

Kendisine, “Asgari ücret konusunda destek düşünüyor musunuz?” diye soruluyor.

İşte bakanın yanıtı;

“Asgari ücrete işçi başına, İşsizlik Fonu’ndan yapılan destek 700 lira. Asgari ücrete kadar vergi alınmadığı için şirketlerin büyük kısmı çalışanların bu yöntemle istihdam ediyor. Bütçeye etkisi yıllık 850 milyar. Zorlanan belli sektörlere desteğin arttırılması çalışması var. Önümüzdeki haftalarda tamamlanacak…”

Aynı toplantıda, “2025 enflasyon muhasebesi devam edecek mi? Enflasyon muhasebesi işlemler çok uzun ve ağır, bunların kısaltılması mümkün mü?” sorusu yöneltiliyor.

Bakan Şimşek, “Son 3 yılın enflasyonu yüzde 100’ün üzerinde ise enflasyon muhasebesi uygulanacak. Son 3 yılın ortalaması bu yönde olduğu için devam edecek. İşlemlerin büyük bölümü dijital yapılabiliyor, arkadaşlar işlemleri basitleştirsinler, kar etmeyen mükellefin bize faydası yok. Uyum maliyetleri üzerinde çalışıyor ekibimiz…” diyor.

Bakan sosyal güvenlik primlerinden şikayet eden iş insanlarını da rahatlatıyor.

Şimşek, işverenlerin sosyal güvenlik primini bazı alanlarda 4’e indirme, reeskont kredilerine destek olma, istihdam ve prim destekleri konusunda yeni çalışmalar yapma müjdesi veriyor.

Konuşmanın hiçbir yerinde dar gelirliler ve emekliler geçmiyor….