Siyaset, üç konu etrafında dönüyor. Çözüm süreci, iktidarın muhalefet belediyelerine el koyma operasyonu ve Suriye’deki gelişmeler. Ancak iktidar partisi mensuplarının sohbetlerinde farklı konular da var. Siyasetin renkli, ilginç, şaşırtıcı kulislerini buraya taşıyarak, bu kez farklı tarafa bakmak istedik.

***

Yunus Emre Vakfı’ndaki büyük yolsuzluğu bilmeyen kalmadı. Genç gazeteci arkadaşlar çok iyi iş çıkardı. Bu konunun çarpıcı başka bir boyutundan söz etmek istiyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş yurt dışından transfer edilince parti, eşini işe yerleştirdi! Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Rahmi Göktaş, yolsuzluk iddiaları henüz kamuoyunda patlamadan önce görevden ayrılmak istiyor.

Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, konuyu anlatmak ve hem de eşinin itibarını kurtarmak için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan randevu istiyor. Maalesef kadın bakan Erdoğan’la görüşemiyor.

Bakan, haftalarca sonuç alamayınca ‘derdini’ partinin grup yöneticileriyle paylaşıyor ve bazı kadın milletvekillerinden aracı olmaları için yardım istiyor. Bu arada gizli tutulmaya çalışılan soruşturma kamuoyuna taşınıyor. Bakanın eşi istifa ederek, ‘benim bu işlerle ilgim yok’ mesajı vermeye çalışıyor.

Kabinenin bir bakanının böylesine önemli bir konuda haftalarca Cumhurbaşkanının randevu alamaması kulislerde şaşkınlıkla anlatılıyor.

***

AKP’nin büyük kongresi yaklaşmaya başlarken, yeni kabine ve değişecek isimlerle ilgili iddialar havada uçuşmaya başladı. Kulislerde dolaşan isimlerin çoğu, yine AKP’liler tarafından bir başkasına yer hazırlamak için ortaya atılıyor.

Ancak, tam da bu süreçte partide yaptırılan anketlerin verdiği mesaj çok net. Suriye’deki gelişmelerden kısa süre önce parti yönetimi ‘öncelikle sorunların’ saptanması için bir araştırma yaptırıyor. Ekonomik kriz ve adalet duygusunun zedelenmesi yine ilk sırada çıkıyor.

Özellikle yereldeki AKP’li yöneticilerinin, vali, belediye başkanı ve kaymakamın yerine karar verici tavırları çok eleştiriliyor. Parti içinde bile ‘kibir, gösteriş, şatafat ve yolsuzluk’ iddiaları çok konuşuluyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rize-Trabzon kongrelerinde dile getirdiği, ‘partiyi ticarethaneye çevirme’ uyarısının tam da bundan kaynaklandığı anlatılıyor.

AKP’de bu bir kongre geleneğidir, sadece o dönem kullanılan ‘simgeler’ yaratılır. Daha önceki kongrelerde ‘Yeni Ömerler bulacağız’ diye yola çıkılmıştı. ‘Adalet dürüstlük ve çalışkanlık’ ölçü olacak sloganları kullanılmıştı. Sonrasına oluşturulan kadrolara bakıldığında hayal kırıklığı yaratmıştı.

Ancak bu kez Cumhurbaşkanı durum tespiti yaparken, “ticarethane’ benzetmesiyle AKP’nin şu andaki durumunu anlatmaya çalışan muhalefet parti liderlerine taş çıkarttı.

***

Gelelim, iki ayda bir gündeme gelen Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Kasım Gürpınar’ın ‘siyasi rotasına’… AKP kulisleri, yıllarca partide milletvekilliği yapan, belediye seçimlerinde aday gösterilmeyince Yeniden Refah Partisi’ne geçen sonra istifa ederek bağımsız kalmayı tercih eden Gülpınar bilmecesinden sıkılmış gibi.

Partide iki ayrı görüş hakim. 1- Zaten gitmesine izin vermemeliydi, Şanlıurfa’da hem milletvekili hem de belediye başkan adaylarına yönelik tercihler çok kötü yönetildi. Kendisine gitmekten başka seçenek bırakılmadı. Geri dönmesi sağlanmalı 2- Sürekli kendisini önceliyor, partiyi öne koymalıydı… diyenler var.

Hikaye, yerel seçimler öncesinde başlıyor. AKP Genel Merkez yöneticileri, ‘Seni Şanlıurfa belediye başkan adayı yapacağız, hazırlan. Adaylık başvurusu yapmana gerek yok. Biz sana haber vereceğiz” diye haber gönderiyorlar.

Gülpınar hazırlıklarını yaparken aynı genel merkez kadrosu, “Üzgünüz, Şanlıurfa milletvekilleri seni istemiyor, o yüzden aday yapamayacağız” telefonu açıyor. Filmin bu noktada koptuğu ve Gülpınar’ın Yeniden Refah Partisi’nin kapısını çaldığı biliniyor.

İktidar ile muhalefetin çatışmasının ortasında kalmak istemeyen Gülpınar’ın bağımsızlığı ‘bir sonraki adıma olanak yaratma’ amacıyla yapıldığı anlatılıyor. Gülpınar’ın eninde sonunda AKP’ye katılacağı, bakan ve parti yöneticileriyle arasının iyi olduğu iddia ediliyor. Tüm hazırlıkların genel seçime yönelik olduğu ve bakanlık beklentisinin halen sürdüğü aktarılanlar arasında.

Anlayacağınız, kulislerde yok yok… Cumhurbaşkanlığı kadrosuyla parti yönetimi arasındaki çekişmeden tutun da büyük kongrede MKYK üyesi olmak için kulis yapanlar, kendi bakanları kabine revizyonunda görevden alınmasın diye çabalayan bürokratlar, kamu kurumlarına birilerini yerleştirmek için ‘bu kurumda kimin gücü var?” diye partiden veya aileden isim araştıranlar…