Altı yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne geri dönülmesi, AKP’deki ‘üçlü yapı’ tartışmalarını güncelledi. Saray, genel merkez ve parti grubu arasında ‘karar vericinin kim olduğu’ konusundaki çekişmeyi bilmeyen yok. Şimdi, kulislerde bu yeniden yapılanmanın devamı konuşuluyor.
Direkt, şikayet konularıyla girelim. Biri yasama ile ilgili. Cumhurbaşkanlığındaki 9 Kurul, TBMM’ye gönderilecek taslak metinler üzerinde ayrı bir çalışma yapıyordu. İlgili bakanı çağırıp, metin baştan yazılıyordu. Bu çalışma daha sonra parti grubuna gönderiliyordu.
Bu kez de Grup başkanvekillerinden birinin başkanlığında ikinci bir çalışma yapılıyor. Ciddi bir zaman kaybı ve bürokrasi yarattığı gerçeğini bir tarafa bırakırsanız, sorun burada başladı.
Doğal olarak siyasi sorumluluğu olan milletvekili ekibi, Saray ekibinin müdahale ettiği metni değiştirebiliyordu. Cumhurbaşkanlığı kurul üyelerinin, ‘Bizim hazırladığımız metinleri değiştiriyorlar, bu doğru değil” diye itiraz ettikleri ortaya çıktı.
Aylarca devam eden bu durum, sistemdeki ilk çatlak oldu. Grup ve genel merkez yönetimi, atanan bürokratların yeni bir ‘ara mekanizma’ yaratarak, kendilerine iş buyurmalarından hoşlanmadı.
Yaşanan diğer sorun ise siyasi. Saray’da 40 başdanışman, bir o kadar danışman ve 9 kurulla oluşturulan bu ‘bürokratik yapı’ yeni bir güç merkezi haline geldi.
AKP milletvekilleri, “Seçim bölgelerimizde veya Ankara’da bize sorunlarını ileten seçmen için ilgili kurumlarda devreye giriyoruz. Sonra fark ettik ki; ‘milletvekilleri iş yapamıyor, Saray’dan danışmanlara ulaşalım. Onların sözü daha çok geçiyor’ şeklinde bir arayış başlamış…” gibi ilginç hikayeler anlatmaya başladılar.
Kendilerini, atanan bürokratlardan daha güçsüz hisseden milletvekillerinin şikayetleri giderek arttı.
Bu tartışmalar sürerken, Resmi Gazete’de yayınlanan ve yeniden genel sekreter yapılanmasına dönülme kararı, kimi AKP’liler tarafından değişimin başlangıcı olarak yorumlandı.
Kararname ile ‘Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’ yerine ‘Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ getirildi. İdari İşler Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘en yüksek devlet memuru’ sıfatını taşıyor.
İlk başkan şu an Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi olan Metin Kıratlı’ydı. Mevcut ‘Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı’ ise Kıratlı’nın yerine getirilen Hakkı Suzmaz. Hakkı Suzmaz tüm görev ve sorumluluklarıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri görevini üstlendi.
İktidar kulislerine göre bu gelişme, Cumhurbaşkanlığı Saray’ında oluşan kadrolar ve çok başlı görüntünün ortadan kaldırılmasının ilk adımı. Yapısal değişikliğin, Saray’ın içinden gerçekleşeceğini, gereksiz ara mekanizmaların ortadan kaldırılacağı, siyasete müdahalenin azalacağı iddia ediliyor.
Bu süreçte, parti yönetimiyle zaman zaman çatışma yaşayan Saray’daki 9 kurulun kaldırılacağı iddiaları ‘şimdilik’ mümkün görünmüyor. Ancak, bu kurulların yasama üzerindeki baskısının azaldığı,, Hukuk Kurulu Başkanı Mehmet Uçum’un kişisel çıkışları dışında, bu yapıların eskisi gibi aktif olmadığı aktarılıyor.
Geçen sene, 9 kurula ilave olarak üç yeni kurul oluşturulmasıyla ilgili çalışmalar yapıldığı, AKP yönetiminin buna karşı çıktığı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da buna izin vermediği anlatılanlar arasında.
Bir örnek daha, AKP Genel Merkezi’nde sessiz ve sedasız şekilde yeni anayasa çalışmaları yapılıyor. Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın kurduğu bir ekip, tüm eski taslakları göz önünde bulundurarak, yeni bir anayasanın ‘alt yapısını’ oluşturuyor. Saray ekibinin, çalışmanın dışında kalmaktan rahatsız olduğu da aktaralım.
Bütün bunlar, zaman zaman gündeme gelen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin aksayan yönlerinin reforme edilmesine ilişkin önerilerin içini dolduruyor. Aksayan çok yön var. Bunların büyük bir kısmı anayasa değişikliği gerektiriyor. Ancak, yasa ve kararnamelerle yapılabileceklerle ilgili küçük adımlar atıldığı kesin.
Bunun yetmeyeceği düşünülmüş ki; AKP Genel Merkezi’nde yapılan hem anayasa çalışmaları hem de strateji ekibi tarafından yapılan reform çalışmalarının içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin reformu var.
Dolayısıyla, güç savaşının ilk raundunu AKP yönetimi kazanmış gibi…