Eskiden İngiliz emekliler, ülkelerinden kaçıp Ege sahillerinde yaşamak için gelirdi. Ancak malum fiyatlar alıp başını gittikten sonra, bırakın bizim emeklileri, İngilizler bile güneşli Ege sahillerinde yaşama hayallerini bıraktı. Sahildeki evlerini satıp veda ettiler.

Bizim emeklilerin Fethiye’de, Bodrum’da veya Ayvalık’ta hayatlarının kalanını huzur içinde geçirme hayalleri bile yok. Onlar için emekli maaşlarıyla bu ülkede yaşayabilecekleri küçücük bir kara parçası bulmak neredeyse imkansız hale geldi.

Türkiye’yi terk eden İngilizler, dünyanın birçok ülkesinde huzur içinde yaşamaya devam edebilir. Peki, ayakları bu topraklarda yere basanlar ne yapacak?

1.500 DOLAR İSTİYOR

Örneğin, Mauritius yeni bir kampanya başlatmış ve emeklilere oturum izni veriyor. Dünyanın en güzel sahillerine ev sahipliği yapan bu ada ülkesi, aylık 1.500 dolar (yaklaşık 54.750 lira) geliri olanlara oturum izni verip adada yaşama imkanı sunuyor.

İngiliz emekliler, isterse Hint Okyanusu’ndaki bu güzel adada yaşayabilir. Maaşları da rahat rahat yetiyor. Ancak bizim ülkemizde 54.750 lira maaşı bırakın emeklileri, pek çok çalışan bile alamıyor. Emeklilerimizin büyük bir bölümünün aylığı 14.469 lira, yani yaklaşık 396 dolar. Bu parayla Mauritius’a bile gitseler, kirayı ödeyemez, mutfak masraflarını karşılayamaz duruma düşerler.

BİZİM TALİHSİZLİĞİMİZ

Bizim talihsizliğimiz şu ki; yılda 60 milyon turist ağırlıyoruz, ancak birkaç günlük tatil için dünyanın herhangi bir yerine gitmemiz neredeyse imkansız. Ülke ucuz bile olsa, uçak biletleri gibi masrafları hesaba kattığımızda, dünya gözüyle başka bir kıyıda birkaç gün geçirmek büyük bir lüks.

Örneğin, Mauritius’ta 10 bin liraya 5 günlük otel rezervasyonu yaptırmak mümkün. Ancak gidiş-dönüş uçak biletleri için 50 bin lirayı aşan bir parayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Ortalama kiraların aylık 700 dolar olduğu bu küçük ülkeye yerleşmeyi düşünmek bir yana, bir haftalık tatil bile yapamıyoruz. Eski Türkiye’de yoksulduk, maaşlar yine kuş kadardı. Ama o küçücük maaşlarımızla geçinebilme şansımız vardı. Kiralar yoldan çıkmamıştı, gıda fiyatları ucuzdu, mutfak masrafı hesabı en sona bırakılırdı.

Eski Türkiye’de Avrupa ülkelerinden gelen turistler de bir aylık maaşlarıyla diledikleri gibi tatil yapabiliyor, Ayvalık’ta veya Bodrum’da yazlık kiralayıp orada yaşayabiliyordu.

HERKES YER ARIYOR

Yeni Türkiye’de en ücra kasabalarda yaşamaya razı olsak bile kirayı, faturaları ve market masraflarını karşılamak imkansız hale geldi.

Asıl problem de burada ortaya çıkıyor. Ege sahillerinde yaşayan İngilizler ve Almanlar bu kıyılardan göç etti. Peki, 16 milyon emeklimiz ve milyonlarca çalışanımız nereye göç edecek? Yaşanabilir bir ülkeye hiç olmadığı kadar muhtaç hale geldik.

Emeklilerimiz, sofradan kalktıklarında “çok şükür doyduk” demek istiyor. Yaşanabilir bir ülkede olup olmadığınızın en iyi göstergelerinden biri, geçinebilmektir. Yani karnınız doymalı, başınızı sokacak bir eviniz olmalı ki hayat kurabilesiniz. Karnı doymayan, başını sokacak bir ev bulamaz hale gelen bir insanın derdi de çok büyüktür.

Bırakın emeklileri, Türkiye’nin orta direği bile yılladır dünya haritasında sığınabileceği bir ülke arıyor. Avrupa’da, Latin Amerika’da, ABD’de göç için sıraya girenlere bakarsanız, hemen hepsinde Türklerin ilk sıralarda yer aldığını görürsünüz.