Hastaysanız, doktorunuzun reçete ettiği ilaçları kullanırsınız. Ancak, ilaçların ciddi yan etkileri olduğunda, sağlığınız daha da bozulmasın diye tedaviyi sonlandırmak zorunda kalabilirsiniz.
Toplumlar da böyledir. Ekonomik, sosyal ve siyasal alanda attığınız her adımın karşılığını görürsünüz. Politikacılar bunu çok iyi bilir.
Yaklaşık üç yıl önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yerli ve milli IMF programını devreye aldı. Yazdığı krizden çıkış reçetesinde, vatandaşın payına acı ilaç düştü.
Zaten, ekonomik kriz reçetesini IMF de yazsa, muadil ilaç da tercih etseniz sonuç değişmez. Krizin bedeli vatandaşın sırtına yıkılır.
Şimşek’in reçetesi hayata geçirildi. Vergiler artırıldı, harçlara ve cezalara zam yağdı. İğneden ipliğe her şeyin fiyatı katlanarak artarken, maaşlar eridi. Enflasyonu dizginlemek için uygulanan yüksek faiz politikaları yoksulluğu derinleştirdi.
Milletin bünyesi acı ilacı kabul etmiyordu. “Tedaviye” itiraz edenlerin üzerine kolluk kuvvetleri salındı. Grevler yasaklandı, protesto etmek için toplanmaya çalışanlar coplandı, gözaltına alındı, tutuklandı.
İLK KIRMIZI KART
Acı ilacı içmeye zorlanan millet, bu reçeteye ilk kırmızı kartı 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde gösterdi. Ama iktidar ciddiye almadı. İlaca devam etti, hatta dozunu artırdı.
Siyaset sahnesi karışmaya başlayınca, olası cumhurbaşkanı adayları, muhalefetin önde gelen isimleri, sanayiciler, gazeteciler hatta ana muhalefet partisi yargının hedefi haline geldi.
En güçlü cumhurbaşkanı adayı olarak görülen Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturmalar, onun tutuklanmasına kadar uzandı. Giderek güçlenen CHP’nin önünü alabilmek için, belediyeler hedef tahtasına oturtuldu. Partiye kayyum atanmasına kadar uzanabilecek soruşturmalara hız verildi.
MEYDANLAR İNLİYOR
Sonunda olanlar oldu. İktidarın kriz reçetesi, milyonları sokağa döktü. İktidar, meydanlara çıkan yüz binleri artık tutamaz hale geldi. Türkiye, onların sloganlarıyla inlemeye başladı. Çünkü üç yıldır uygulanan “tedavinin” ağır yan etkileri vardı, milletin canına artık tak etmişti.
DERHAL İLACI KES
Eğer tedavi için ağır ilaçlar kullanılıyorsa, reçeteyi yazan doktorun küçük bir ihmalkârlığı, yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Ekonomik krize reçete yazan Şimşek, ilacın dozunu kaçırdı. İlaç prospektüslerinde “Bu yan etkiler görüldüğünde tedaviyi derhal kesin” yazar. Ancak, Şimşek‘in bu saatten sonra ilacı derhal kesmek gibi bir seçeneği de kalmadı. Zamanında dozunu azaltabilirdi, yapmadı. Acı ilacın yan etkilerini ortadan kaldırmanın çok fazla yolu da yok. İktidarın meşruiyetini yeniden tesis etmek için sandığa giden yolu açması gerekiyor.
Yakında, acı ilacı içmeye zorlanan milyonların “Sandık, sandık, vallahi usandık” seslerini giderek daha çok duyacağız. İktidar, heybeden bir büyük turp daha çıkarmak istiyordu. Ancak görünen o ki; milletin turpu, oyunun yeniden yazılmasına neden olacak.