Galatasaray maça o kadar organize ve akıllı, Fenerbahçe o kadar kötü ve dağınık başladı ki; Galatasaray üç-beş gün önce kendi antrenman sahasında ‘orta sıklet’ bir takımla hazırlık maçı yapsa, inanın bu konforu ve rahatı bulamazdı. Fenerbahçe, daha Galatasaray ceza alanına giremeden, Galatasaray rakip ceza alanı çevresinde önce işaret fişeklerini, sonra golü attı.
İlk yarı bittiğinde ‘Acaba En-Nesyri’yi soyunma odasında mı unuttular’ kuşkusuna kapıldık. Ortada hiç ama hiç görünmedi... Kayıp ilanı bile verilebilirdi...
SANCHEZ MUCİZESİ
Galatasaray; Fenerbahçe savunmasının sağ ve sol arkasını, son günleri miting meydanları gibi kullandı. İlk yarıda Galatasaray’ın gol beklentisi 2.21, Fenerbahçe’nin gol beklentisi 0.18’di... Son saniyede Skriniar’ın aşırtmasında çizgiden çıkardığı topta ciddi bir Sanchez mucizesi vardı.
Fenerbahçe’nin tümüyle alışılmış çizgisinin gerisinde kaldığı, Galatasaray’ın tümüyle daha iyi oynadığı bir maç... Doğal olarak daha iyi oynayanın galibiyeti ile bitti. Galatasaray’ı tebrik ederim, Kadıköy’de ligden sonra, kupada da kazanmayı başardı. Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz demişler... Sözünü maçtan önce değil, sahada, maçta söyleyeceksin. Mourinho keşke, saha dışında başarılı olduğu kadar saha içinde de başarılı olabilse…
SÖZÜN BİTTİĞİ YER
Kadıköy’de Galatasaray’a aynı sezonda biri ligde, biri kupada iki maç kaybettin... Fenerbahçeli bunu kabul etmez ama gene de kabul... Kupa maçının ilk yarısında rakibin karşısında adeta sahadan silindin, gene kabul... Ligde Galatasaray’ın gerisindesin, bu da kabul... Ne yanlışın varsa, ne aşırılığın, ne aykırılığın varsa hepsi kabul. Ama bu kadarı artık çok fazla, çok yanlış, çok çirkin. Morinho’nun maç sonrası Okan Hoca’nın burnunu sıkması asla kabul edilemez. Bırakın rekabeti, bırakın farklı renklerin dünyasında olmayı... Bu asla savunulamaz, asla kabul edilemez... Sözün bittiği yerdeyiz.
MOURINHO NEREDE?
Mourinho, Kadıköy’de 6. haftada Galatasaray’a lig maçında 3-1 yenildi. Hadi ülkeyi bilmiyordu, ligi bilmiyordu, Galatasaray derbisinin ne anlama geldiğini henüz yaşamamıştı... Aradan 6 ay geçti... Mourinho ligi tanıdı, ülkeyi tanıdı, Galatasaray rekabetini yaşadı ama bu defa gene kendi evinde 2-1 kaybetti. Kendi sahanda iki Galatasaray maçı, iki mağlubiyet... Başka hoca olsa arkasına teneke bağlayıp yollarlardı. Mourinho yatsın kalksın, adının büyüklüğüne dua etsin...
AĞIR OLANA EKMEK YOK
Fenerbahçe kadrosunun Beşiktaş’a oranla çok daha iyi olduğu kabul görüyor ki bu doğru. Peki dört gün önce Beşiktaş’ın yendiği Galatasaray’ı, kendi sahasında Fenerbahçe niye yenemiyor? Hatta maçın ilk yarısında nasıl oluyor da bu kadar mahkûm oynuyor? Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında çok temel bir fark var... Beşiktaş daha çabuk oynuyor, çok hızlı hücum ediyor. Fenerbahçe yavaş oynuyor, ileride ‘taş gibi’ ağır... Günümüzün futbolunda bu kadar ağır oynayana, bu kadar ağır ve bitik futbolculardan kurulu takıma ekmek vermiyorlar.
ALKIŞLAR BURUK’A
Dört gün önce Beşiktaş’a yenilmişsin, yenilmezlik unvanını yitirmişsin, bozulmuş, sendelemişsin... Buna rağmen dört gün sonra geliyor Kadıköy’de ‘Aslan gibi’ maça başlıyorsun. Bu kadar kısa sürede bu kadar toparlanmak kolay iş değil. Okan Hoca, koca bir tebriği ve taktiri hak ediyor.