ABD Başkanı Trump’ın, faşist Netanyahu’nun sandalyesini çekerek düzeltmesi kimilerini şaşırttı…

Altı ay önce Netanyahu onur konuğu olarak çağrıldığı Amerikan kongresinde ayakta alkışlanmadı mı? Şaşırmayın…

Siyonizm, Yahudi milliyetçiliğidir. Ki, dini kökü vardır; -mesela- Musevi günlük duaları, “halkınız İsrail”, “Kudüs’e dönüşünüz” gibi göndermeler içerir…

Siyonizmin kurumsallaşmasında İngiliz Protestan Anglikan Kilisesi Papazı William Hechler (1845-1931) gibi Hristiyanlar etkili oldu.

Papaz Hechler kitaplar yayınlayıp, “Yahudileri sevmek her Hristiyanın görevidir” diye söylevler verdi. Cemaatini, İkinci Geliş’in (Mesih’in Dünya’ya geri dönüşü) ön koşulunun Yahudilerin Filistin’e dönmeleri olduğuna inandırdı…

Ve: Siyonizm için Theodor Herzl ile çalıştı. Örneğin: İsviçre Basel’de ilk Dünya Siyonist Kongresi yapıldı.

Hechler, Herzl’i Alman İkinci Wilhelm ile buluşturdu. Kayser’in İstanbul’da İkinci Abdülhamit’i ziyaretinden hemen önce…

Eklemeliyim:

Hristiyanlar arasında sadece Anglikanlar değil, Evangelist, Metodist, Baptist, Presbiteryen, Congregationalist gibi mezhepler “İkinci Geliş” inancı gereği hâlâ siyonizme destek veriyor:

- “İsrail’e karşı durmak, Tanrı’ya karşı durmak demektir.”

Trump’ın, Netanyahu’nun sandalyesini çekmesi metafordur; özünde siyonisttir.

En son Gazze şeridinin “temizlenmesi” fikrini ortaya attı Trump:

“Onları (Gazzelileri) kargaşa, devrim ve şiddet olmadan yaşayabilecekleri bir bölgeye taşımak istiyoruz…”

Solun siyonizme bakışı

Siyonist ideolojinin çıkış amacı; Yahudi devleti kurmaktır.

İşçi sınıfının ulus, politika, kültür, ırk ve sınıf ayrımlarını aşarak birleşmeleri gerektiğine inanan sol enternasyonalizm, siyonizme/Yahudi milliyetçiliğine mesafeli durdu. Ki aralarında hayli Yahudi vardı…

Öte yandan, “kendi kaderini tayin hakkına” inanan ve eşitlik temelinde ulus devlet kurmak isteyen işçi/emekçi siyonist kanat yok değildi. Uzun yıllar İsrail’i yöneten İşçi Partisi bu anlayıştan doğdu...

Dünya solunda siyonizm hep tartışma konusu oldu. Pek çok Marksist düşünür siyonizmi gerici buldu. Kautsky, Adler, Bauer gibi önde gelen solcular sosyalizmle yaratılacak “yeni insanın” Yahudilik gibi etnik kimliklerden kurtulacağını öne sürdü. Bu kuramcıların da çoğu Yahudi idi.

Birkaç isim daha yazayım:

-Aşkenaz Yahudilerinin köklerinin Hazar Türkleri olduğunu iddia eden Arthur Koestler, siyonizme karşı en ateşli muhalefeti yürüten entelektüellerden biriydi. Oysa, annesi saygın bir Haham’ın torunuydu, Koestler Yahudi gelenekleriyle büyüdü. Ki ailesinin büyük bölümü Auschwitz’te öldürüldü…

- “Hz. Muhammet”, “Marksizm ve Müslüman Dünyası”, “İslam ve Kapitalizm” gibi kitaplar yazan, bir dönem -Koestler gibi- Fransız Komünist Partisi’nde bulunan -anne babası Yahudi- Maxime Rodinson da tutarlı bir antisiyonist idi:

- “Annem babam, arkadaşlarım hepimiz enternasyonalisttik, Yahudi milliyetçiliği ile ilgilenmiyorduk. (...) Siyonist hareket, Yahudi kapitalistlerin kazancı için sömürüden başka bir şey değildir…”

Rodinson’un da ailesi Auschwitz’te katledildi…

Yahudi olup siyonizme karşı çıkan isimleri çoğaltabilirim: Albert Memmi, Fred Halliday, Isaac Deutscher, Isidor F. Stone, Noam Chomsky, Otto Heller, Abram Leon…

Siyonizmin hem teorisine hem pratiğine karşı olmanın
Yahudileri sevip sevmemekle ilgisi yok. Ama siyonizmi pazarlayanlar dünyaya bunun tersini pompalıyor. Faşist Netanyahu vahşetine karşı çıkmaya bile antisemitizm diyorlar! Bu tavır başta İsrailli solcular olmak üzere Yahudilere hakarettir…

Solcular haklı çıktı

Trump’ın sandalye metaforunun temelinde salt inanç yok, ABD’de kamuoyunun görüşünü değiştiren -AIPAC/Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi veya siyonist J Street gibi- hayli güçlü Yahudi lobileri var.

Öyle güçlüler ki, -mesela- Amerikan ordusunun Irak’ı işgalinde öncü AIPAC oldu...

Trump’a kızmayınız; sağcı Bushlardan solcu Clinton, Obama, Biden’a kadar iktidarların bu konuda birbirlerinden farkı olmadı. Hepsi seçimden hemen sonra AIPAC konferansında sahneye çıkıp İsrail’e bağlılığını sundu.

Başkent Washington DC’nin politikası bu konuda hep aynı. (Sadece bir kez Obama, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile ilişki kurmak isteyince Netanyahu ABD’yi ayağa kaldırdı!)

ABD’de mesaj açık: “İsrail’den yana olmak barıştan yana olmaktır!”

Trump bir ara AIPAC ile arasını bozdu; “sadece neden solculara destek veriyorsunuz, beni de destekleyin” dedi.

Ki mesele sadece ABD değil; AIPAC’in en büyük düşmanlarından Al Jazeera’nın Türkiye’de yayıncılık yapmasına kimler izin vermedi?

Uzatmayayım… Ilan Pappe’nin “Siyonizmi Pazarlamak” kitabını okuyunuz…

ABD’de yeni solcu gençlik doğuyor. Sloganlarından biri, “Hey hey, ho ho, AIPAC defol.”

Faşist Netanyahu karşıtı eylemleri Batı’da sıkça görüyorsunuz artık.

Yazıyı toplarken şunu belirtmem gerekiyor:

İsrail kurulalı 77 yıl oldu. Bugün dahi görülen; lobiler dünyaya hâlâ İsrail’in meşru devlet olduğunu kabul ettirmeye çabalıyor.

O zaman dönüp soruyorsunuz; siyonizmi sömürgeci gören Hannah Arendt gibi Yahudi düşün insanları haksız mıydı?

Siyonizm, Ortadoğu’ya barış getirmedi. Yahudilerin de canını yaktı/yakmaya devam ediyor. Solcular haklı çıktı.