Tarihte eşi benzeri görülmemiş, görülmesi de zor bir sezonla karşı karşıyayız.
Onlarca yanlışın yapan, iyi oyuncuları yok parasına gönderip yerlerini dolduramayan, kamyonla oyuncu getiren Galatasaray yönetiminin kucağına düşen Victor Osimhen, hataların çoğunun üstünü örtmek için insanüstü bir çaba sarf ediyor. İlk yarı ve ikinci yarının büyük bölümünde güçlü bir Kasımpaşa üstünlüğü olmasına rağmen hem maçı 1-0’a getiren penaltıyı üstün atletizmiyle kendisi alıp gole çevirdi, hem de ikinci yarıda olumlu her işte imzası vardı. 2-1’den 3-2’ye gelen 3 dakikalık kısa sekansta da stoperlere verdiği korku, duran topta Davinson ve Lemina’ya açtığı alanla iki kere oyun üstünlüğünü aldı.
Ne var ki farka gidebilecek kadar pozisyon üreten Kasımpaşa’nın bir joker hakkı vardı: Carlos Cuesta. Galatasaray seviyesinde olmadığı bir ışık yılı mesafeden görülen, Davinson’un köyden uzak akrabası, oyuna girer girmez yaptırdığı gereksiz penaltıyla, şampiyonluk galibiyeti olabilecek seviyedeki bir maçta Galatasaray’ı 2 puandan etti.
“Burak Yılmaz ve öğrencileri puanı hak etmedi” demiyorum. Hatta tam tersine galibiyeti daha fazla hak edenler de onlardı. Ama bir süperstarın resitalini izlediğimiz bir maçı avuçlarının içine almış bir Galatasaray’ı ancak böyle bir sakar durdurabilirdi.
Osimhen bu gemiyi bu sezon limana yanaştırabilir mi? Bence hala olası senaryo bu ama Osimhen olmadan Cuesta’larla, 3 kuruşa verilen Kerem Aktürkoğlu’nun 3 katı maaş alan Sallai’lerle ne olur? İşler Galatasaray için gittikçe zorlaşacak, o belli.