Sezon içinde ara ara böyle maçları görüyoruz. Maça doğru bakış açısıyla yaklaşmamak, son maçlardaki alışkanlıklara güvenmek karşıdan doğru bir plan çıkınca bir devreyi tamamen çöpe atabiliyor.

Hele ki o devreyi geride kapatırsan stres küpü bir ikinci yarıyla baş başa kalıyorsun. Galatasaray bu tembellik tuzağına düştü, güçlü bir hücum planı yerine ezbere bir 11, “Osimhen’e uzun atıp çözebiliriz” düşüncesiyle bulduğu 2-3 fırsat haricinde boşa bir ilk yarı oynadı.

İkinci yarıya bir stoper, bir bek çıkarıp bir orta saha bir de kanat kökenli oyuncu alıp Berkan’ı stopere, Sallai’yi ise bek görünümlü ek bir kanat oyuncusuna dönüştüren Okan Buruk maç bitiminde ilk yarıya daha agresif çıkma tercihini yapmadığı için pişmanlık duymuştur.

Özellikle ilk 30 dakika Hatay yarı sahasına adeta çöken Galatasaray, Barış Alper’in 3 net gol pozisyonunu harcadığı, birisi 2 santimetrelik bir ofsayt olmak üzere 2 golünün iptal edildiği bir devre çıkardı. Normalde 4 atabileceğin bir devre oynamış olman ilk devreyi iptal etmediği için Galatasaray hiç öne geçmeden maçın neredeyse tamamını oynamak zorunda kaldı.

Osimhen ile Barış Alper’in zaman zaman sakar bitiricilik günleri oluyor ama Osimhen’in her önemli pozisyonda ofsaytta olması, Barış’ın da 4 pozisyonda kötü kararlar ve vuruşlar tercih etmesi farkı hak eden bir hücum kalitesini beraberliğe mahkum etti ve çok ağır bir bedel ödedi.