Galatasaray'ın santrforu Victor Osimhen büyük ihtimalle ülkedeki son 2 ayına girmiş durumda... Kiralık olmasına rağmen belki de takıma en güçlü aidiyeti gösteren oyunculardan biri olan Osimhen, aylardır takımı tek başına ayakta tutmaya çalışan, taştan pozisyon çıkaran, kendi penaltısını kendi alan, takımı bir buzdolabı gibi sırtında taşıyan oyuncu konumunda. Bir futbolcu ne kadar fazla iş yapabilirse o kadarını yapmaya çalışıyor. Bu adamın sakatlanmadan, sızlanmadan, en ufak serzenişte bulunmadan şu kadar güçlü bir aidiyet sunabiliyor oluşu Galatasaray için büyük bir şans...
Böyle oyuncuları ara ara rahat ettirebilmek, sırtından yükü alıp dinlenmesini sağlayabilmek gerekli. Osimhen çok uzun süredir zor pozisyonlardan, ağır fiziksel mücadelelerden fırsat buldukça gol arar durumda sahada yer alan, zor bir yaşama sahip...
Osimhen çok uzun bir aradan sonra sadece servisi bitiren, kolay gol atan bir maç çıkardı. O kadar mutlu oldu ki kendisine ilk ikramı yapan Morata’ya gol krallığı yarışına rağmen topu kendi elleriyle bıraktı. Osimhen’in boş kaleye atacağı kolay bir golün, belki de attığı hayranlık uyandırıcı ekstra gollerinden daha önemli olduğunu bu maçta anlamak mümkün. Bir yıldız gerektiği anlarda sahneye çıkacak enerjiye sahip olmalı, zaman zaman kendini sakınabilmeli.
Osimhen'in neredeyse 3 aydır başka herhangi bir oyuncuyu sahada kalma konusunda bile zor duruma düşürebilecek yükünü ilk defa paylaşacak bir maç çıkarabilmesi önce Nijeryalı süper yıldız sonra da Galatasaray için iyi bir mola oldu. Erken çıkması da Beşiktaş maçına saklayabilmek adına kritikti.
Galatasaray eğer şampiyon olacaksa bunda belki de en büyük pay Osimhen’in olacak. Bu yolculuktaki en kritik viraj ise bence Beşiktaş derbisi... Osimhen rahat geçirdiği bu maç sonrasında güçlü bir şekilde derbide varlığını hissettirirse ligin MVP’si unvanının da en büyük favorisi olur.