Avrupa'da yok yere 1 tur fazla oynamak zorunda kalacak seri sonuçlar gelmesi, oyuncuların büyük ihtimalle birikmiş yorgunluk sebebiyle artık yıpranması ve bu sebeple güçlü pres oyununun artık uygulanabilir olmaktan çıkmış olması Galatasaray’ı belli ki 6 puanlık avantajını derbiye kadar tutma yönünde teşvik etmiş.

Sağlam, pozisyon vermemeye yönelik bir oyun izledik. Fakat bu tarz oyunların bir bedeli vardır, bu da rakibi sürekli skorun içinde tutuyor olmak...

Galatasaray savunma kabiliyeti en yüksek stoperi Nelsson’la yıpranmış bir ilişki gibi vedalaşmak zorunda kaldı. Böyle güvenlikçi bir oyun oynuyorsanız kolay pozisyon vermeyeceksiniz.

Düşük tempoda çok hissedilmese de Okereke’nin boş kaleye üstten auta vurduğu kafa vuruşu, Sara’nın hatalı pasında yine Okereke’nin kötü tercihi Galatasaray’ı bir kabustan kurtardı.

Oynadığı maçların yüzde 90’ında gol yiyen, Avrupa’da bu alanda 10’da 10 yapan Galatasaray’ın bunun farkına varması iyi olmakla birlikte uygulaması tatmin edici olmadı.

Galatasaray'ın bunu uygulayabilmesi için fizik gücü yüksek oyuncularını zinde tutması gerekiyordu. Jelert, Malmö maçından beri ilk kez 11 oynadı. Eforu ve dinamizme katkısı bence az övülen bir oyuncu. İri kıyım, güçlü bir görüntüsü olsa çok daha fazla takdir toplayabilirdi.

Lemina’nın gelme ihtimali Galatasaray’ın bu evresinde iyi bir katkı verebilir. Fakat oyundaki kalite gerilemesi yok sayılamayacak boyutlara geldi ve Okan Buruk’un bir çözüm bulması şart...