Uzun yıllar önceydi…
Dünyada tıpkı bugün olduğu gibi tuhaf şeyler yaşanıyordu...
Dünyada ve Türkiye’de tuhaf olduğu kadar tehlikeli gelişmeler birbirini izliyordu. Petrol fiyatlarındaki aşırı ve önlenemeyen artış, dünyanın birçok ülkesinde ve tabii Türkiye’de hesapları, bütçeleri allak bullak ediyor, doların sürekli değer kaybı yalnızca gelişmekte olan ülkeleri vurmuyor, başta Avrupa Birliği olmak üzere büyük ekonomik güçleri de derin bir endişeye sevk ediyordu...
-Peki, bu durumdan kim kârlı çıkıyordu?
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Nezih Erverdi’nin elektronik posta kutuma gelen ‘’Türkiye ve dünya analizi’’ yukarıda belirttiğim ‘’tuhaf ve tehlikeli’’ gidişata son derece net ve açık yanıtlar veriyordu. Bir yurtsever öğretim üyesinin kaleme aldığı görüşler, dünyanın ve Türkiye’nin nereye götürülmek istendiğini, nasıl bir geleceğe mahkûm edilmeye çalışıldığını gayet sade bir dille ortaya koyuyordu.
Erverdi’nin yer darlığı nedeniyle özetlediğim görüşleri şöyleydi:
“ABD’nin 21. yüzyıl milli güvenlik siyaset belgesinde temel iki unsur göze çarpmaktadır.
1- 21. yüzyılda hiçbir ülke ya da ülkeler topluluğunun stratejik güç olmasına izin verilmeyecektir.
2- Bu hedeflerin sağlanması için önleyici güç kullanımı dahil her yola başvurulacaktır.
ABD’nin Türkiye topraklarının da içinde bulunduğu bölge için üçü temel, üçü de mümkünse ulaşılabilir nitelikte hedefleri bulunmaktadır. Temel hedefler:
- a) Büyük İsrail’in oluşturulması, b) Büyük Ermenistan’ın oluşturulması, c) Büyük Kürdistan’ın kurulmasıdır.
Mümkünse ulaşılabilir hedefler ise: a) İstanbul merkezli Ortodoks devletinin kurulması, b) Pontus Rum ve Ege Yunan devletlerinin kurulması, c) Konya merkezli hilafet devleti kurulmasıdır.
ABD bugünün tek kutuplu dengesini sürdürebilmek amacıyla AB’nin önünü kesmeye çalışmaktadır. Bu amaçla uyguladığı ve sürdürdüğü operasyonlar:
- 1 Euro = 1,6 dolar olana dek doların değeri düşürülecektir. Amaç AB’nin ihracatının azaltılmasıdır (gerçekleşti!)
- Petrol fiyatı 60 dolara, gerekirse daha yukarı çekilecektir. Böylece hem AB’nin hem de Çin’in petrole bağımlı ekonomileri büyük darbe alacaktır. (Bu da gerçekleşti!)
- ABD, dünyanın çeşitli bölgelerinde milli siyaset belgesine uygun faaliyetlerini sürdürmektedir. Terör bahanesi ile Afganistan işgal edilmiş, böylece uzun vadede Çin’e karşı atlama tahtası sağlanmıştır. Kırgızistan’da ABD üssü açılmıştır. Bu faaliyetler artarak devam edecektir.’’
Prof. Erverdi, yazısının bu bölümünde AB’nin yaşayabilmek için bugünün enerji yatakları olan Ortadoğu ve Orta Asya’ya yakın olması, egemenliği ABD’ye terk etmemesi gerektiğini belirterek bu bölgelere en yakın konumda olan ve akrabalık ilişkileri bulunan Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne alması gerektiğini ancak büyük bir tarihi hata yapan bağnaz AB liderlerinin tam tersine destek verdikleri bir Kürt devletinin daha çok işlerine yarayacağını hesap ettiklerini anlatıyordu.
Bunun sonucunda da hem ABD hem de AB tarafından zayıflatılmak istenilen Türkiye’nin şu anda tarihinin en büyük psikolojik harekâtıyla karşı karşıya bulunduğunu işaret ediyor. Erverdi’nin analizinde Türkiye üzerine oynanan oyunlar ve buna karşılık neler yapılması gerektiği de anlatılıyordu ama yerim bitti!
Bir bilim adamının açık yürekli ve net analizinin tümüne katılmayabilirsiniz. Ama son zamanlarda Ortodoks Patriği’nin niçin sürekli olarak ekümenik olmak istediğini, niçin Türkiye üzerinde müthiş bir ‘’Ermeni soykırımı’’ baskısı oluşturulduğunu, niçin AB heyetlerinin Diyarbakır’ı neredeyse ‘’hac kapısı’’ yapıp, artık açıkça Kürdistan’dan söz etmeye başladıklarını, niçin AB’nin etnik ve dinsel gruplara parti kurma, seçimlere serbestçe girme hakkının tanınmasını istediğini düşünebilirsiniz. Niçin mi?
- Çünkü bu girişimler, ABD’nin hem temel hedeflerine hem de mümkün olursa gerçekleştirilecek hedeflerine pek güzel uyuyor da ondan!
Nasıl, temelde bugünün gündemiyle nasıl örtüşüyor, değil mi! Ancak ABD istediği sonuçlara tam olarak ulaşamadı… Bir yanda Çin hazırlanan tuzaklardan kurtulmayı başardı, diğer taraftan çok kutuplu dünyanın yolu açıldı!
Prof. Erverdi’nin analizine yarın da devam edecek ve sonunda bugünün yeni tuzak ve oyunlarıyla karşılaştıracağım.