Adı İrfan Çelikaslan, AKP Gaziantep Milletvekili… Tanıdığınızı, adını bile duyduğunuzu sanmıyorum… Ancak yöresinde iyi bilinen bir kişilik…
Üstelik bir özelliği ve büyük bir ayrıcalığı var; bu muhterem aynı zamanda fabrikatör… Dört fabrikanın sahibi! Tekstil ürünleri üretiyor. Üretiyor diyorsam çalıştırdığı emekçiler üretiyor, o da günden güne zenginleşiyor!
Maalesef son günlerde canı epey sıkkın sayın vekilin; nasıl olmasın, Gaziantep Başpınar Sanayi Bölgesi’nde, aralık ayında belirlenen yüzde 30 zamma itiraz eden tekstil işçileri Birleşik Tekstil İşçileri Sendikası BİRTEK-SEN öncülüğünde greve başlamış, üstelik bazı fabrikalarda emekçiler kazanmıştı.
Ancak İrfan Bey inat etmiş, yüzde 30’un üzerine çıkmamış, öyle olunca da fabrikasında çalışan işçiler grevi sürdürmüştü… Birkaç gün önce fabrikatör vekil fabrikasına geldi, işçilerden işbaşı yapmalarını istedi. İşçiler ise istedikleri zam yapılmadan işe dönmeyeceklerini söylediler. Patron, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ile tartışmaya başladı. Sendika başkanı “İşçi kendi arasında özgürce konuşup karar versin. Senin karşında özgürce konuşamıyor. Bir işçi ‘dört tane fabrikan var’ dedi diye adamı pişman ettin” deyince patron “Ama edep lazım edep” dedi. Türkmen bu lafa şöyle yanıt verdi:
-Sen bu kadar para kazandın, zengin oldun, bu işçinin de hakkını ver demek edepsizlik mi? Sen zengin oldun, olmadın mı abi?
Fabrikatör milletvekili İrfan Bey’in yanıtı müthişti:
-Allah verdi!
Terbiyesize bakar mısınız?
İşçiler, bu sözlere tepki gösterip grevlerine devam ettiler…
Ertesi gün, fabrikanın bahçesinde eylem yapan işçilere bu kez işletme şefi müdahale etti, bağıra çağıra Mehmet Türkmen’in karşısına geçen Ömer Karaca isimli şef şu çirkin sözlerle kovdu başkanı fabrika bahçesinden:
-Sen kimsin? Çık dışarı, dışarıda temsil et işçileri. Burası özel mülk, çık dışarı…
Hızını alamayan işletme şefinin sonraki sözleri ise terbiyesizliğin daniskasıydı:
-Sen bir yevmiyenin peşinde koşan adamsın!
Demek bu zatın yetiştiği çevrede insan olmak, hakkını aramak, konuşma hakkına sahip olmak, aldığı yevmiye oranında ölçülüyordu…
-Bu kahramanlığı karşılığında yevmiyesi artmış, bir “aferin” almış mıdır acaba?
Sonra ne oldu peki? Anayasal hakları kullanıp greve başlayan, yine anayasadan kaynaklanan eylem haklarını kullanan emekçilerin grev çadırlarına müdahale edildi. Bitmedi; Gaziantep Valiliği 15 gün süreyle eylem yasağı ilan etti.
-İşçiler ise greve devam kararını yineledi!
Sendika başkanına gözaltı!
Gelelim dün yaşananlara…
İşçiler Gaziantep Demokrasi Meydanı’nda basın açıklaması yapacaklardı. İşçi arkadaşlarıyla buluşup meydana gitmek üzere evinden çıkan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen kapısının önünde gözaltına alındı ve Başpınar Organize Sanayi Polis Merkezi’ne götürüldü. Gözaltı savcılık talimatıyla yapılmıştı.
Sendika gözaltına tepki göstererek şu açıklamayı yaptı:
-Yıldırma çabalarınıza asla teslim olmayacağız. Patronlara peşkeş çekilen bu düzene inat işçilerin haklı ve meşru eylemlerini durduramayacaksınız. Her şeye rağmen saat 11.00’de Demokrasi meydanında olacağız…
O saatte işçiler yürüyüşe geçti ama karşılarına polis çıktı. İşçiler abluka altına alındı. Muhalefet partilerinin temsilcileri de Demokrasi Meydanı’ndaydı. Gerginlik ise had safhadaydı…
Peki neden? Anayasal hakkını kullanan emekçiler suç mu işledi? Zaten yoksulluğun dibine vurmuş insanların hakkını aramasını engellemek nasıl bir kafanın ürünüdür? O meydanda yapılacak bir basın açıklamasından bunca endişe etmek neyin nesidir? Bu soruların yanıtlarını düşünün lütfen…
-Tüm emekçilere saygıyla…