Geçtiğimiz pazartesi günü köşemde okuduğunuz “Türk Devrimi” yazımın devamını kaleme alacaktım ama “Yeni Türkiye” izin vermedi!

Önceki akşam patlayan diploma iptali sonrası “önce bunu yazmam gerek” dedim, Dün sabah İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 106 kişiyle birlikte gözaltına alındı!

-Bu, Cumhuriyet tarihinde bir ilk!

Suçlamaların içinde yok yok; yolsuzluk var, rüşvet var, suç örgütü lideri olmak var, ama en önemlisi PKK ile iş birliği yapmak yani terör var. Niçin önemli bu suçlama:

-İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atamanın yolunu açıyor da onun için!

Böylece AKP iktidarı 2019’da kaybettiği İstanbul’u, değişik bir yoldan da olsa geri almış olacak! Ne demişti yıllar yılı AKP’li Cumhurbaşkanı?

-İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder!

Üstelik ağır yenilgilerle kaybetti iki dönem mega kenti iktidar partisi… Şimdi iktidarın atadığı kayyım marifetiyle yeniden ele geçirmiş olacak!

-Bu şartlar altında gidilecek bir seçimde (şayet gidilirse) epey işe yarayacak İstanbul, doğal olarak!

“ÖNCE ALLAH’A SONRA MİLLETIME EMANETİM!”

Dün sabah, tam da sahur sonrası evi yüzlerce polis tarafından tarassut altına alınan, ardından kapısı çalınan Ekrem İmamoğlu, son derece soğukkanlıydı…

Gözaltına alınacağını anlayınca, hazırlanmaya başladı. O arada, ilk video görüntüsünü çekti. “benim güzel polisimi kirli emellerine alet ettiler; ama asla vazgeçmeyeceğiz. Milletimiz gereken cevabı verecek” sözleri dikkat çekiciydi.

Bu yazı yazılırken son dakika başlığıyla verilen haberde İmamoğlu’nun kendi el yazısıyla yazdığı ve paylaştığı son notu düştü medyaya, şöyle diyordu.

-Önce Allah’a sonra milletime emanetim!

Gelelim iktidar cenahına… Anlaşıldığı kadarıyla, İBB Başkanının göz altına alınması, epey önceden dikkatle planlanmış, diploma iptalinden saatler sonra da vakit geçirmeden uygulamaya sokulmuştu…

İstanbul valiliğinin birçok toplu taşıma aracının özellikle Taksim, Vatan caddesi gibi yerlerde hizmetten menedilmesi, 4 gün süreyle olağanüstü hâl kararı, basın açıklamalarına bile yasak getirilmesi de plan dahilindeydi.

Değerli arkadaşım Mustafa Balbay, olanları yorumlarken bakın ne dedi.

-Bu işin sonunda siyasi yasak da, tutuklanma da düşünülmüş olabilir. Böyle bir tablo içinde şu anki siyasi iklimin 12 Eylül dönemine benzediğini söylemek mümkün…

Bence bugünü anlatan değerli bir yorum ancak bana kalırsa bugünü anlatacak en doğru tanımlama meydanlarda haykırılmaya, hukukçular tarafından söylenmeye başlandı bile:

-Düşman hukuku düzeni!

Diğer bir anlatımla, “Yeni Türkiye” söylemi bile geride kaldı artık. Dünya medyasında Türkiye, bırakın Irak, Suriye, Libya’yı, bir zamanların Arjantin’i, Bolivya’sı ile özdeşleştiriliyor!

Bir önemli ayrıntı daha; Bu hukuksuzluk, baskı, yıldırma düzeni İktidara karşı muhalefeti kenetleyecek gibi görünüyor!

R YURTTAŞ OLARAK İLAN EDİYORUM!

Türkiye tam anlamıyla bir kırılma noktasında sevgili okur…

Ancak bu, iktidar her istediğini yapar anlamına da gelmiyor! İktidar yapacağını yapmış durumda zaten; Ne demişti AKP’li Cumhurbaşkanı:

-Turpun büyüğü heybede!

Şimdi gözler muhalefette. İktidara vereceği yanıt, bu karanlık geleceğin ne kadar süreceğini, deyim yerindeyse “bilek güreşini” kimin kazanacağını da belirleyecek…

Ben kendi hesabıma, bir gazeteci olmanın ötesinde, bir yurttaş olarak Ekrem İmamoğlu’nun ve muhalefetin yanında sonuna kadar duracağımı, destek vereceğimi ilan ediyorum…

Bu güzelim ülkenin geleceğinde güneşli günler olacağına, bu karanlık günlerin geçeceğine yürekten inanıyorum, sizde inanın…

-Yeter ki birlik olunsun, halkın karşısında hiçbir güç duramaz…