2024’te cinayete kurban giden kadın sayısı belli oldu, üstelik rekor kırdı: rakam şöyle:

-En az 394!

‘En az’ diyorum çünkü bir de şüpheli kadın ölümleri var… Tam 259 kadından söz ediyorum! Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre bu rakamlar 2010 yılından bu yana kayda
geçen en yüksek rakamlar yani yeni bir rekor! Önce rakamları görelim:

-Platformun verilerine göre 2024 yılında kadınlar en çok evlerinde ve aile içindeki erkekler tarafından öldürüldü.

394 kadından 111’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 21’i ekonomik bahanelerle, 2’si nefret bahanesiyle, 27’si diğer bahanelerle öldürüldü.

233 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadınların 226’sı evinde, 76’sı sokakta, 13’ü ıssız bir yerde, 13’ü kamusal alanda, 13’ü arabada, 10’u iş yerinde, 6’sı su ve kenarında, 5’i arazide, 4’ü otelde, 3’ü eğlence mekânında, 5’i bunlar dışında bir yerde öldürüldü.

20 kadının öldürüldüğü yer tespit edilemedi.

394 kadının 166’sı evli olduğu erkek, 45’i birlikte olduğu erkek, 31’i babası, 30’u eskiden evli olduğu erkek, 29’u tanıdığı biri, 25’i akrabası, 23’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 22’si oğlu, 7’si kardeşi, 7’si tanımadığı biri tarafından öldürüldü. 9 kadının ise öldürüldüğü kişiyle yakınlığı tespit edilemedi.

Bu yıl 280 kadın aile içindeki erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 222’si ateşli silahlarla, 113’ü kesici aletlerle, 33’ü boğularak, 14’ü darp edilerek, 3’ü yakılarak, 1’i yüksekten atılarak, 1’i bunlar dışında bir silahla öldürüldü…

Eza, cefa, taciz, dayak=kadın!..

Kadının kaderi ne yazık ki aynen ara başlıkta anlattığım gibi...

Cennet ülkemiz bu anlamda “muhteşem” bir örnek ne yazık ki... Kadın için, şiddetin, dayağın, ölümün her çeşidi mevcut! Yapılan araştırmalar her defasında kadının içler acısı durumunu bir tokat gibi çarpıyor yüzümüze... Örneğin, kadınların yarısı şiddet görüyor. Şiddet gören her 10 kadından 7’si ise “eşimin beni öldürmesinden korkuyorum” diyor, kepazeliğe bakar mısınız? Bir diğer deyişle toplumun neredeyse yarısı dayak ve ölüm korkusuyla yaşıyor!

Bitmedi! Yaşadıkları “çekilmez” hayatın rakamlarını paylaşacağım şimdi sizlerle, en azından, biraz olsun vicdan azabı duymanız için:

-Kadınların yüzde 44,7’si sürekli şiddetle iç içe yaşıyor... Yüzde 61,8’i “kocam döverse polise gitmem” diyor... Yüzde 37,2’si en az bir kez tacize uğramış. Bunların yüzde 12,8’i işyerinde... Yüzde 72,3’ü kendi kazandığı parayı kendisine harcayamıyor... Yüzde 52,5’i kocası ya da anne-babası izin vermediği için çalışamıyor... Yüzde 66,3’ü aile içinde fikirlerini açıkça söyleyemiyor... Yüzde 64,7’si yaşadığı şehrin dışına hiç çıkmamış. Evlilerin yüzde 73,5’i, bekarların yüzde 65,2’si, boşanmış olanların yüzde 77,2’si mutlu değil... Yüzde 12,6’sı okuma-yazma bilmiyor... Yüzde 17,2’si lise, yüzde 112’si üniversite mezunu.

Bu tabloya bakınca, ülkenin niçin sürekli “irtifa kaybettiği”, büyük bir hızla “kabile devleti” haline dönüştüğü hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak denli açık bir şekilde görülüyor, maalesef...

Kadın, kadının kurdu mu?..

Kadının içler acısı halinin tablosu böyle...

Bu dehşet tablosunu yüreğim yanarak okurken yıllar önce Ankara’da, TBMM’nin burnunun dibinde yapılan “Hilafet Konferansı” haberi ve tabii fotoğrafları aklıma geldi. Yargıtay’ın “terör örgütü” olarak kabul ettiği Hizb-ut Tahrir tarafından düzenlenen, Atatürk ve Cumhuriyet kadrolarının “kafir” ilan edildiği, hilafetin ve şeriatın istendiği toplantıda epey kadın da vardı. Ellerinde terör örgütünün flama ve atkılarıyla kendilerini beşinci sınıf insan kategorisine mahkûm eden erkeklerin arkasında alkış tutup, slogan atıyorlardı!.. “Demokrasi ve laiklik yıkılacak” diye bağrışıyorlardı...

Önlerindeki erkekleri de büyüten, yetiştiren sonra da onların eliyle şiddetin, aşağılanmanın en ağır biçimini yaşayanlar da yine onlardı...

-Ne yaman çelişki, değil mi?

Bir benzetme yapmak gerekirse, “celladının bıçağını yalayan koyun” misali, kendisini yok edecek şiddeti kendi elleriyle yaratmak, büyütmek! Bir soruyla bitireyim:

-Bu ülke niçin kadın cinayetlerinde rekor üstüne rekor kırıyor, binlerce kadın bir hiç uğruna en vahşi biçimde öldürülüyor?

Sorunun muhatabı İstanbul Sözleşmesi’ni sonlandıranlar, koruma altındaki kadınların bile katline engel olamayanlardır!