Beşiktaş son beş yıldaki beşinci seçimine hazırlanıyor. Dördünün de olağanüstü olması kulübün içinde bulunduğu çalkantılı yapının göstergesi aslında. Halbuki Hasan Arat’ın tarihi bir fırsatı ve misyonu vardı. Arat eski bir basketbolcu olarak ‘sporu, sporun içinden gelenler yönetmeli’ düşüncesinin, düşüncemizin vücut bulmuş haliydi.
Olmadı. Gelinen nokta gösteriyor ki büyük ihtimalle beceremedi Sayın Arat. İdare-i maslahat yapmaya çalışırken işler ayağına dolaştı gibi… Aybaba, Friedel, ‘Gio’, Şakul derken eski başkan konuştuğunda gerçekleri öğreneceğiz.
Çok yüklenilen Hasan Arat’ın takip ettiği iki meseleden biri Çarşı davasıydı. Taraftar grubu -şaka gibi ama darbecilikten yargılandı- beraat etti. Diğeri de Fulya meselesiydi; bu da kazanıldı. Fulya’da iki gündür bayrak meselesi yaşanıyor. Bayrağın, logonun büyük bir zaferle asıldığına bakmayın siz. Orada öyle bir zarar var ki anlat anlat bitmez. Beşiktaş’ın Fulya projesinden kaybettiklerini camianın muhalif ismi Hürser Tekinoktay’dan dinleyin hele…
Neyse… Anlayacağınız futbol ile inşaat yine iç içe. Spor adamları futbolu yönetemeyince de tutunacak dalımız kalmıyor işte. Belki de futboldan da en iyi müteahhitler anlıyordur. İnşaatın içinden yani…