DİLAN KUTLU / ANKARA

Hakim rüzgarları ve endemik bitki çeşitliliğiyle bilinen Sof Dağı, “Gaziantep’in soluk borusu” olarak nitelendiriliyordu. Ancak yıllardır faaliyet gösteren kum ve taş ocakları, bölgenin doğal yapısına zarar verdi.

Son 20 yılda sayıları 10’u bulan bu ocaklar, bölgedeki Işıklı, Boyno, Tellük, Alıcı, Durnalık, Araptar ve Fellioğlu mahallelerinde hayatı yaşanmaz hale getirdi. Tarımda verim düşerken, kırsal mahallelerden kente göçler hızlandı. Köylerin su kaynakları ise dinamitle yapılan patlatmalar nedeniyle kuruma noktasına geldi.

‘DOĞAL VE SÜRDÜRÜLEBİLİR’

Yıllardır süren tahribatın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde bulunan Sof Dağı’nı, “Doğal Sit – Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Doğal Sit – Sürdürülebilir Doğal Koruma Alanı” olarak tescil etti. Karar, iki gün önce Resmi Gazete’de yayımlandı. CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün bölgede yeni bir taş ocağı açmak için çalışmalar yürüttüğünü belirtti.

Yok edilen dağ ‘SİT alanı’ oldu - Resim : 1
Hasan Öztürkmen

‘BAKANLIĞIN VERDİĞİ İZİNLE’

NEFES’e konuşan Öztürkmen, “Devlet, Gaziantep ile Nurdağı arasında yol yapımı için taşocağı açmak istiyor. Karayolları yetkilileriyle görüştüm. Bana, ‘Bakanlığın verdiği izinle yaptık. Yol inşaatı tamamlanınca taş ocağını kapatacağız’ dediler.

Ancak açılan her taş ocağı, tarımı ve insanları olumsuz etkiliyor. Gerekli önlemler alınmıyor” dedi. Öztürkmen, “Bu dağda öyle bir oksijen vardır ki, akciğer rahatsızlığı olanlar bölgeye yerleşmek ister. Sof Dağı’ndan yetişen sebze meyve başkadır” ifadelerini ekledi.

‘SU KAYNAKLARIMIZ KURUDU, TARIM BİTTİ’

Acaroba köyü muhtarı Ökkeş Beşe, mevcut maden ocaklarının köylerinin 1 kilometre uzaklığında olduğuna işaret ederek, dinamit patlamaları yüzünden su kaynaklarının kuruduğunu söyledi. Beşe, “Elma, kiraz... Biz her türlü tarımı yapıyorduk. Şu anda verim düştü. Mahsul alamıyoruz” dedi.